3. Hukuk Dairesi 2014/7405 E. , 2014/7552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : IĞDIR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2012/116-2012/642
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacının, 2006 yılında dönemin Belediye Başkanı ve yetkililerin söylemesi üzerine, davalıya ait Iğdır Hayvan Pazarında hayvan barınağı yaptığını, 3 yıl işlettiğini, 3 ay kadar önce buradaki işletmelerin ihale ile kiraya verileceğinin ve buranın boşaltılmasının istenildiğini, bunun üzerine müvekkilinin buraya yaptığı barınağın bedelinin ödenmesini istediğini, ancak talebinin kabul edilmediğini belirterek, belediyeye ait taşınmaz üzerine yapılan yapıya ilişkin zorunlu masraflar nedeniyle 20.000 TL"nin davalıdan yapım tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı ile davalı Belediye arasındaki herhangi bir ihale ilişkisi ve sözleşmenin sözkonusu olmadığını, talep edilen bedelin hukuki dayanağı olmadığını, ayrıca burada kiracı olan dava dışı Kemal ."nın sözkonusu yapıları kendisinin yaptığını idarelerine bildirdiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının iyiniyetli zilyet olduğu, davalı belediyenin açık izni ile barınak inşa ettiği, zorunlu ve faydalı masrafları talep edebileceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile 13.604,55 TL"nin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedirler.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, somut olayda davacının, belediyeye ait taşınmazda ahır, çoban evi ve dam gibi yapılar konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte bu hususta davalı ile aralarında her hangibir sözleşme, ihale bulunmaması nedeniyle davacı iyiniyetli kabul edilemez, MK 723.madde gereğince sadece asgari levazım bedelini talep edebilir.
Hal böyle olunca; davacı, başkasına ait taşınmaza kendi levazımı ile bina yapan kötüniyetli kişi konumunda olduğundan ancak, levazım değerini isteyebilir. Gerek öğreti ile gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde benimsenmiş bulunmaktadır.
Faydalı ve zaruri giderlerden doğan bedelin sebepsiz iktisap kurallarına göre belirlenmesi için yapının, toprak malikine sağladığı yararlanmanın derecesinin belirlenmesi gerekir. Böyle oluncada, yapı, toprağın malikine hiçbir yarar sağlamıyorsa, gereçlerin malikine herhangi birşey ödemesi gerekmez. (Prof.Dr.S.S.Tekinay. Eşya Hukuku 1971. Sh.402.-Prof.Dr.K.Oğuzman-Doç.Dr.Ö.Seliçi Eşya Hukuku 1970.Sh.154) En az levazım değerinin, davacının iyiniyetli olup olmadığı hususu da değerlendirilerek davacının isteyebileceği giderlerin TMK.723/3.maddesinde belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapmak gerekecektir. Buna göre arazi malikinin taşıdığı "En az değeri geçmeyebilir" anılan hüküm esas itibariyle BK.61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir hali olarak zenginleşmenin iade borcu doğmaz. Bu nedenle, mahkemece benimsenen raporda binalar yönünden güncel değeri belirlenmiş olup, bina ve eklentiler için asgari levazım değerine ilişkin bir tesbit bulunmamaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle asgari levazım bedeli konusunda bilirkişiden ek rapor alınmak ve bu bedel üzerinden davanın kabulü gerekirken, davacının kötüniyetli olduğu gözardı edilerek, iyiniyetli kabul edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, kabule göre de bilirkişilerce barınağın yarısına ilişkin bedel belirlendiği ve hesaplama yapıldığı halde, mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın, bu bedelin de yarısı esas alınarak hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.