20. Hukuk Dairesi 2015/5271 E. , 2016/1272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünün ... mevkiinde bulunan taşınmazının Ocak 1974 tarih 56 numaralı tapu kaydı kapsamında kalmasına rağmen yörede 1983 yılında yapılan tapulamada tescil harici bırakıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 25/02/2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaretli 12071,73 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. 1983 yılında yapılan tapulamada çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece; davacı yararına taşınmaz edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın 1983 yılında yapılan tapulama sırasında neden tescil harici bırakıldığı araştırılmadığı gibi, kadastro müdürlüğünden getirtilen kadastro paftası ile hükme dayanak alınan fen bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın komşu parsel numaralı farklı gösterilmiş olmasına dikkat edilmemiş, kesin olarak komşu parseller belirlenerek tapulama tutanak örnekleri ile dayanakları getirtilip çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdikleri araştırılmamış, davacının dayandığı tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmemiş, fen bilirkişi raporunda keşfi izleyecek şekilde tapunun sınırları gösterilmemiştir. Bunlardan ayrı, hükme dayanak alınan orman bilirkişisi raporu da 1959 tarihli memleket haritası uygulanmış olmasına rağmen elde edildiği hava fotoğrafı uygulanmamış olması nedeniyle hükme yeterli değildir. Ziraat bilirkişisi raporu, taşınmazda imar ve ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı ve taşınmazın niteliğini belirleme hususunda da doyurucu değildir. Keşifte bilgilerine başvurulan yerel bilirkişi beyanları, taşınmazdaki imar ve ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği ve zilyetlik hususunda yeterli olmayıp soyut beyanlar içermektedir. Ayrıca, imar ve ihya ile zilyedliğin tesbiti noktasında keşifte tanık beyanlarına başvurulmamıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazlara ilişkin aynı şekilde sonuçlanan veyahut halen devam eden tescil davaları bulunup bulunmadığı ... ve ... ile mahkeme yazı işleri müdürlüklerinden sorulmak suretiyle tesbit edilmemiştir.
Eksik inceleme ve araştırmaya, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı kadastro müdürlüğünden sorularak belirlenmeye çalışılmalı, daha sonra çekişmeli taşınmazın içinde bulunduğu geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası ile elde edildikleri hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek birer orman, fen ve ziraat mühendisi elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, dava tarihinden 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları ile komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak ve dayanakları çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve dayanak tapu kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ...nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.