3. Hukuk Dairesi 2014/149 E. , 2014/7574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TOKAT AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/102-2013/586
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı tarafından evlat edinildiğini ancak maddi destekte bulunmadıklarını, müvekkilinin Karabük Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği öğrencisi olduğunu ileri sürerek, eğitim hayatının devam edebilmesi için davalıdan aylık 1.500 TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde, davacının evlatlık vazifesini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, davacı her ne kadar resmi olarak davalının evlatlığı olarak görünse de gerçek anlamda evlatlık ilişkisinin hiç kurulmadığı, davacı G.. K.."nın biyolojik anne ve babasının davalının davacıyı yanına almasına rıza göstermedikleri, bu anlamda evlatlık almak ile ulaşılmak istenen amacın davalının çocukları olmadığı da gözönüne alındığından davalı açısından hiç gerçekleşmediği, sırf resmi kayıtları evlatlık olarak göründüğü için evlat edinilmenin gereklerinin hiçbirini yerine getirmeyen davacının davalıdan nafaka talep etmesinin TMK"nun 2.maddesine tanımlanan dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir
Türk Medeni Kanununun 364/1.maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365.maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un 328/2.maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Hukuk Genel Kurulu"nun 07.06.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.
Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne ve babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Türk Medeni Kanun"un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Diğer taraftan evlatlık müessesi Türk Medeni Kanun"un 305. ve müteakip maddelerinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemelere göre evlat edinilen çocuk evlat edinen ana babadan doğmuş bir çocuğun hukuki statüsünü kazanır, evlatlık edinilen çocuk evlat edinenlerin kan ve kayın hısımlarıyla da hısım olur. Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda mahkemece yapılacak iş; davacının giderleri ve nafaka yükümlüsü davalının geliriyle orantılı olacak şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.