3. Hukuk Dairesi 2014/7842 E. , 2014/7628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2011/851-2013/761
Taraflar arasında görülen tüketicinin açtığı abonelik sözleşmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ankara İli, Alacaatlı Mah. kain imarın 300 ada 20 parsel üzerinde bulunan 4 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalı tarafından su abonesi olabilmesi için 6.500,00.-TL tutarındaki kanal katılım payı + şebeke hisse bedelin talep edildiğini, bu bedelin hukuki dayanağının olmadığını, davalı kurumun müvekkilinden istediği bedellerin çok fahiş ve hukuka aykırı olduğunu belirterek talep edilen bedelden sorumlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, Belediye Gelirleri Kanununun 87 ve 88. maddeleri ile ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi uyarınca idarece sunulan hizmet karşılığı ilk malikten ferdi abonelik sırasında alınan bedel olduğunu, müvekkili idarenin davacı tarafa ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın su şebekesi ve kanal hatlarını inşa ettiğini, bu nedenle ilk malik olan davacıdan davaya konu edilen altyapı hizmet bedellerinin yasa gereği talep edildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının konutu için su abonelik sözleşmesi tesisi amaçlı kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında alınması gereken bedelin 1.916,79.-TL olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olaya gelince, davacı 01.08.2011 tarihinde su abonesi olmuş, iş bu dava 13.07.2011 tarihinde açılmıştır. Mahkemece A.. M.."ne müzekkere yazılarak ASKİ Tarifeler Yönetmeliği"nin 39. maddesinin iptalinden sonra dava konusu taşınmazdan alınması gereken kanal katılım ve şebeke hisse bedeli miktarı sorulmuş, A.. M..nün 15.03.2013 tarihli cevabi yazısına göre müzekkere cevabı doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi abone tarihi ve dava tarihi itibari ile yürürlükte olup, iptale ilişkin mahkeme kararı kesinleşmediğinden mahkemenin bu yöndeki gerekçesi de isabetli bulunmamıştır.
Mahkemece, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.