3. Hukuk Dairesi 2014/500 E. , 2014/7722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/1826-2013/2706
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; Müvekkilinin Ankara İli, Bağlıca, 1-C Blok, 31-35-37 ve 39 numaralı bağımsız bölüm halindeki mesken için, davalı idare nezdinde su akışının sağlanması amacı ile ferdi su abonesi olmak istediğini, bu aşamada davalı idare Aski görevlileri tarafından müvekkilden toplam 13.760,98 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini belirterek; davalı idarece talep edilen kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulmamasına 13.760,98 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; idarece haksız olarak kanal katılım bedeli ve şebeke ücreti talep edildiği iddiasının yerinde olmadığını savunup, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacıların su aboneliği nedeniyle kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli olarak 1.200 TL"den sorumlu olduğunun, bunu aşan miktardan sorumlu olmadığının tespiti ile 12.560,68 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık davacıların satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ve şebeke hissesi bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “ Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine A.. M..nce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanunu"nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde; "Su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları: KP=(LXT)/2XN Formülüne göre hesaplanan değerdir. Bu değer gayrimenkulün vergi değerinin %2"sini geçemez." denilmektedir. Yine formülde "Adil bir katılımın sağlanmasına yönelik katsayının": N ile ifade edildiği, "Gayrimenkulün toplam inşaat alanının": S ile ifade edildiği, N"nin ise S/1000 olduğu (N=S/1000) olduğu" belirtilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi raporunu hazırlarken, formülde ifade edilen birim değerleri tek tek ele alıp, uygulamak zorundadır. Hükme esas alınan raporda, bilirkişinin; (N=S/1000) yerine, arsa payı oranını uyguladığı ve S/1000=1.00 alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda, mahkemece; aboneliğe başvurulduğu sırada, Kanunun 89. maddesi uyarınca arsa vergi değerinin % 2"si oranında kanal katılım payı tahsiline dair evraklar ile ödenen avansın mahsubunu içerir, katılım paylarının hesabına ilişkin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinde bulunmakta olan formüldeki hesaplama "gayrimenkulün toplam inşaat alanı ile metre tül maliyetinin güncel değeri ve gayrimenkulün yola nazaran cephesi" esas alınarak yeniden alınacak uzman bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.