3. Hukuk Dairesi 2014/3526 E. , 2014/7785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2011/167-2012/472
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının tarımsal sulama abonesi olduğunu, davacı hakkında 14.061 TL tutarında kaçak tahakkuk yapıldığını, ancak kaçak su kullanmadığını beyan ederek, bu borçtan dolayı sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep va dava etmiştir.
Davalı savunmasında; yapılan kontroller sırasında davacıya ait sayacın okunamadığının tespit edilmesi üzerine, sayacın ayar ölçü istasyonuna gönderildiğini, burada yapılan inceleme neticesinde sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine de kaçak tahakkuku yapıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; jandarma tutanaklarına istinaden davaya konu adresteki elektrik sayacına bir saldırı olup, sayacın mühürlerinin söküldüğü ve gövdesine dışarıdan müdahalenin gerçekleştiği, davacının başkaları tarafından yapılan sayaca saldırı olayını davalı şirkete zamanında bildirerek, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, davalı DEDAŞ"ın kendisine dilekçe ile başvuru yapmasına rağmen olaya kayıtsız kalarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, kaçak tutanağından yaklaşık 6 ay önceki seksiyoner kolundan trafonun enerjisinin kesik olması sebebiyle ilgili tesisten elektrik tüketimi yapılamayacağı ve olayın kaçak elektrik tüketimi olmayıp, davacının borcu olmayan miktarın 14.061,90 TL olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi " Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir.
Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak kullanım tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunun incelenmesinden, "kaçak tutanağından yaklaşık 6 ay önceki seksiyoner kolundan trafonun enerjisinin kesik olması sebebiyle ilgili tesisten elektrik tüketimi yapılamayacağı ve olayın kaçak elektrik tüketimi olmayıp davacının borcu olmayan miktarın 14.061,90 TL olduğu, mahkeme tarafından olayın kaçak elektrik tüketimi olduğu yönünde hüküm tesis edilmesi durumunda, davaya konu elektrik sayacına tahakkuk edecek kaçak ceza bedelinin 13.111,69 TL olduğu, olayın kaçak elektrik tüketimi olduğuna karar verilmesi halinde davacının borcu olmayan miktarın 950,21 TL olduğu" anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından da bu rapor esas alınarak davacının kaçak elektrik kullanmadığı sonucuna varılmıştır.
Ne var ki; dava konusu sayaca ilişkin olarak düzenlenen Ayar Ölçü İstasyon Raporunda, "Bakanlık mühürleri ile oynandığı, sayacın dış kısmından fiziki müdahaleye maruz kaldığı hasar gördüğü ve sayaca müdahale edildiği" belirtilmiş, davalı idare tarafından da bu rapora dayalı olarak kaçak tutanağı tanzim edilmiştir.
Davanın dayanağı olan kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Somut olayda, kaçak tutanağı ve ayar ölçü raporu sabit olup, bu belgelere göre davacının kaçak elektrik kullandığı tartışmasızdır.
Bu durum karşısında, olay tarihinde yürürlükte bulunan tarifeler yönetmeliği gereğince, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden kaçak elektrik bedeline ilişkin olarak, denetime elverişli alınacak rapora göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.