Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/140
Karar No: 2019/2598

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/140 Esas 2019/2598 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/140 E.  ,  2019/2598 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, 27.11.2001 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... kasabası, Cumhuriyet mahallesi, ... ... mevkiisinde bulunan yaklaşık 10 dönümlük taşınmazın tapulama dışı bırakıldığı ve 40 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme şartlarının oluştuğu iddiası ile taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır. ... ve arkadaşları, 07.02.2003 tarihli dilekçeleriyle taşınmazın muris ..."dan kaldığını, taşınmazda kendilerinin de hisseleri olduğunu iddia ederek davaya müdahale talebinde bulunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüyle (A) ile gösterilen 8300,82 m2 yüzölçümündeki taşınmazların Şevki Kısa mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahil davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/05/2013 gün ve 2013/4351-6292 E.-K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında; "...İade kararı üzerine getirtilen pafta ile kadastro müdürlüğünün 22.11.2012 havale tarihli yazısına ekli krokide çekişmeli taşınmazın bir kısmının Kargacık Beldesi 243 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı bildirilmiş olduğundan, mahkemece, 243 ada 3 parsele ilişkin kadastro tespit tutanak örneği ile kadastro sonucu oluşan tapu kaydı, tapu kaydı kadastro sonucu oluşmamış ise ne şekilde tapuya tescil edildiği araştırılarak buna ilişkin belgeler ile 243 ada 3 parsel ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri gösterir şekilde kenarlaştırılmış kadastro pafta örneği getirtilerek önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kadastro paftası mahalline uygulanarak dava konusu taşınmazın konumu ve ne kadarlık kısmının 243 ada 3 parsel içinde kaldığı belirlenerek fennî bilirkişiye kadastro paftası ile irtibatlı kroki çizdirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mükerrer tapu kaydı oluşacak şekilde hüküm kurulmuş olması usûl ve kanuna aykırı olduğuna..." değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... beldesinde bulunan, 26/11/2014 tarihli fen bilirkişisi raporu ekindeki krokide (A) harfiyle gösterilen 6.590,84 m2 yüzölçümlü taşınmazın Şevki Kısa mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 03.04.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1960 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Dava tarihi ile genel arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
    4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
    442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
    Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
    1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
    2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
    3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
    Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "...1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur..." hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
    Somut olaya gelince; davalı ... kasabasının tüzel kişiliğinin, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından mahkemece yargılama sırasında sadece bağlı olduğu ilçe belediyesinin katılımı sağlanarak dava görülmüşse de, aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden ... Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 15/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi