3. Hukuk Dairesi 2014/3457 E. , 2014/7909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : EDİRNE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2011/175-2012/53
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü;
Davacı vekili dilekçesinde; davacı şirketin Edirne- İstanbul karayolu 5. km. Edirne üzerinde bulunan dinlenme tesisinin kiracısı ve davalı Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü"nün 1000077710 no"lu abonesi olduğunu, davalı tarafça, davacı şirketin tesisinde eksik tüketim olduğundan bahisle kontrol yapıldığını ve ölçü ünitesine ait R fazı üzerinde 8533 seri no"lu 500/5 A. Akım trafosunu bu faz üzerinde kullanılan enerjiyi kaydetmediğinin tespit edilerek 28.01.2010 tarihi ile 07.06.2010 tarihi arasında eksik tüketim hesaplandığını, 2010/06 dönemine ek tüketim uygulandığını, 30.06.2010 tarihli 52.991,70-TL bedelli faturanın tanzim edildiğini, faturaya yapılan itiraz üzerine faturanın iptal edildiğini, ancak akabinde davaya konu 31.07.2010 tarihli 43.475,20-TL bedelli fatura tanzim edildiğini faturaya yapılan itirazın ise reddedildiğini, 31.01.2011 tarihli dilekçe ile konunun tekrar incelenmesi talebi üzerine davalı mobil ekibinin yaptığı kontrolde, ölçü sisteminde gevşek uç tespit edildiğini ve sisteme yeni akım trafosunun takıldığını, 07.06.2010 tarihi ile 08.04.2011 tarihleri arası için eksik tüketim hesaplanarak 09.05.2011 tarihli 11.566,80-TL bedelli eksik tüketim faturasının tebliğ edildiğini, faturaya yapılan itirazın reddedildiğini, ilgili faturanın, davacı şirketin sürekli olarak maksimum düzeyde elektrik kullanıldığı ölçüsü ile hesaplandığını, oysa işletmenin Haziran, Temmuz, Ağustos ayları dışında benzinlik haricindeki birimlerinin kapalı olduğunu, ayrıca arızalı olduğu iddia edilen trafonun Alce Elektrik San. Tic. A.Ş"ne dava dışı olarak test ettirildiğini ve trafoda arıza tespit edilemediğini, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 20. maddesinde
"sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde sayaç çalışır duruma getirildiken sonra ödeme bildirime esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalamasının alınarak hesaplama yapılacağının"" hükme bağlandığını ileri sürerek, müvekkili aleyhine tanzim edilen faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, faturaların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK."nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu bedellerin hangi usullere göre hesaplandığı ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, bilirkişi tarafından da açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplama yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir.
Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanmalı, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacıdan isteyebileceği bedeller hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, davacı itirazların da karşılayacak şekilde ayrıntılı,açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme,soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.