20. Hukuk Dairesi 2017/6251 E. , 2019/2599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 09/09/2014 harç tarihli dava dilekçesi ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 321 sayılı parselde müvekkilinin sahip olduğu 206/768 oranındaki hissenin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/06/2014 gün ve 2013/19 E. - 2014/298 K. sayılı kesinleşen Karar ile 104/768 olarak düzeltildiğini, taşınmazın 5380 m2"lik kısmını satın aldığını düşünen müvekkilinin hissesinin biranda 2716 m2’ye düşürülmüş olması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00.-TL tazminatın ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 20/01/2016 harç tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporları doğrultusunda toplam tazminat talebini 287.735,76.-TL olarak ıslah etmiş, ıslah etmiş oldukları miktara zararın ortaya çıktığı 09/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi olan ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü ile 287.735,76.-TL’nin 09/09/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalı Hazinenin ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden reddine, HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/75 E. - 2016/389 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, 208.025,47.-TL’nin, 198.025,47.-TL"sinin 09/09/2014’den itibaren yasal faiziyle, 10 000,00.-TL"nin ise istenmediğinden faizsiz davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Dosya kapsamından ... köyü 321 parsel sayılı 20.060 m2 yüzölçümündeki tarla vasfındaki taşınmazın 21.02.1972 yılında paylı olarak hükmen...ve Arkadaşları adına tapuya kaydedildiği, 96/192 hisse sahibi ...’ın 384/768 hisse itibar ederek 22/04/1972 tarihinde 33/768’er hisse olmak üzere ayrı ayrı ... ve ...’a sattığı, ...’ın sattığı toplam 132/768 hisse çıkarıldıktan sonra uhdesinde 252/768 hisse kalması gerekirken, tapu kaydına 315/768 hisse olarak yazıldığı, bundan sonra yapılan satış hisselerinin yanlış yazılan 315/768 hisseden çıkarıldığı, soyadı tashihinden sonra ... soyismini alan ...’nın 315/768 hissenin 20/768 hissesini 05/07/1972 tarihinde ...’a, 40/768 hissesini 31/07/1972 tarihinde ...’a sattığı toplam 60/768 hisse çıkarıldıktan sonra uhdesinde 192/768 hisse kalması gerekirken, tapu kaydına 255/768 hisse olarak yazıldığı ve bu hissesinin tamamını da 26/01/1973
tarih 548 yevmiye ile ... ..."ya sattığı, ... ... hissesinden 49/768 hissesini 24/02/1987 tarih 1122 yevmiye ile 39/768 hissesini 29/12/1989 tarih 6807 yevmiye ile ... ..."ya sattığı, toplam 88/768 hisse çıkarıldıktan sonra uhdesinde 104/768 hisse kalması gerekirken, tapu kaydına 167/768 hisse olarak yazıldığı ve bu hissenin tamamını 12/12/2000 tarih 5440 yevmiye ile ..."e sattığı, satış işlemi sırasında ... ...’nın hissesi tapu kaydında 167/768 hisse olarak yazıldığı halde, tapu satış işlemi sırasında ... ...’nın ... ...’ya satmış olduğu 39/768 hisseden önceki 206/768 hissenin yazıldığı ve ...’in hissesinin tapu kaydına 206/768 olarak yazılarak tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydına 30/01/1975 tarihinde türkiye elektrik kurumu lehine 4182 m²"lik kısımda irtifak hakkı şerhi konulduğu, Başiskele Tapu Müdürlüğü tarafından açılan dava sonunda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/09/2014 kesinleşme tarihli 2013/19 E. - 2014/298 K. sayılı ilamı ile ...’in 206/768 olan hisse miktarı 104/768 olarak düzeltildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı Hazine sorumludur. Buna göre, davalı Hazinenin sorumlu bulunduğu tazminat miktarı belirlenirken, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunludur. Zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise zarar verenin tazminat borcu da o miktarda olmalıdır. (HGK’nın 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. 125 K., 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 427 K., 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E /668 K. sayılı ilamları). Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E.- 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E.- 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. Değerlendirme tarihi itibariyle taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Davacının zararı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/19 E. - 2014/298 K. sayılı kararının kesinleştiği 09/09/2014 tarihinde (aynı zamanda dava tarihidir) oluşmuş olup, mahkemece bu tarih itibariyle taşınmazın niteliğinin ve değerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle; dava konusu taşınmaza hisse düzeltim kararının kesinleştiği tarih olan 09/09/2014 tarihi itibarıyla emsal satış yöntemine göre değer biçen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulması doğru ise de; TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarına da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak dördüncü fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek değer tespiti yapılması gerekmektedir.
Emsalin, dava konusu taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya değer tespitine esas alınan tarihe yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve daha önceki tarihlerde satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu Üretici Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra, dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmak, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmek suretiyle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın gerçek değeri tespit edilebilir.
Mahkemece, emsal araştırması yapılarak, emsal kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi raporunda 16 numaralı taşınmaz olarak gösterilen ... 445 parsel sayılı 4930 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz somut emsal kabul edilerek değeri tespit edilmiş, bulunan değer arsa değeri kabul edildikten sonra, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen yola ve ulaşım ağına yakınlığı gibi nedenler ile emsal alınan taşınmazdan % 35 oranında daha az değerli olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış, bilirkişi raporunda somut emsal olarak alınan taşınmazın imar durumu, çekişmeli taşınmaz ile emsal alınan taşınmazda ... kesintisi yapılıp yapılmadığı, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin belediyeden sorulmadığı, emsal alınan taşınmaza ait satış akit tablosu tapu müdürlüğünden getirtilmediğinden bilirkişi raporu da denetlenememektedir. Bu durumda somut olayda davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazlardan ... payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu sicil müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazın değerlendirme (09/09/2014) tarihi itibariyle Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme (09/09/2014) tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral arsa parseli olduklarının belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması yine çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde ... lehine irtifak hakkı şerhi bulunduğundan irtifak alanının miktarı, geçtiği güzergah vb. hususlar gözetilerek irtifak sebebiyle değer düşüklüğü uygulanması gerektiğinin gözetilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine 15/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.