9. Hukuk Dairesi 2013/12218 E. , 2015/9264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan .... ve .... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı ve davalılardan .... ve ... temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılardan ..... ve ..."nin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş ilişkisinin nasıl ve hangi tarafça sona erdirildiği hususları ihtilaflıdır.
Davacı 19.03.2010 tarihinde işyerinden hakaret edilerek çıkarıldığını, uğradığı hakaret ve tehdit sebebi ile işyerini terk etmek zorunda bırakıldığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalılar ise cevap dilekçesinde iş akdinin sona erme şekline ilişkin somut bir açıklamada bulunmadan davacının hakaret iddiasının gerçek dışı olduğu, haklı çıkmak için uydurduğunu beyan ederek, delil listesi ekinde devamsızlık tutanakları ve davacıya işe dönmesi için noterden çekilen ihtarnameyi sunmuştur.
Mahkeme, davalı tanık anlatımlarına ve yazılı delillerine itibarla hakaret ve tehdit iddiasının doğrulanamadığı ve işe davet ihtarnamesine rağmen işe dönmeyen davacının kendi isteğiyle iş akdini sonlandırdığı gerekçesiyle talep konusu kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Duruşmadaki davalı tanıkları davacının işten kendisinin ayrıldığını beyan ederken davalı tanıklarından ... davacının önüne gelen her yetkiliye “beni işten ayırın tazminatımı verin …” dediğini söylemiştir.
Dosya kapsamından davacının işyeri sahipleri hakkında tehdit ve hakaret suçundan şikâyetçi olduğu anlaşılmakla bu kapsamda Emniyette ifadesine başvurulan ve Şirket yetkilisi olduğu izlenimi edinilen ...’nun “… iş arkadaşları ve sorumlu amiri çalışmasını beğenmiyordu kendisinden randıman alamadığımız için işten çıkarma kararı alındı, kendisi o tarihte odama geldi neden işten çıkarıldığını sordu bende kendi amirlerinin kararı olduğunu bütün yasal haklarının ödeneceğini söyledim, o da tamam dedi ve çıktı…” yönünde beyanda bulunduğu; duruşmada dinlenen ...’nun ise ifadesinde, “… İşini düzgün yapmıyordu kimse ile geçinemiyordu iç huzuru bozduğu için işten çıkarmak istedik kendisine 15 gün öncesinden haber verdik. 19.03.2010 günü öğleden sonra işe gelmedi. Cumartesi geldi ve o günden sonra mazeretsiz olarak işe gelmiyor. …” dediği görülmüştür.
Keza ceza soruşturması kapsamında şüpheli olarak ifade veren .... da, “… işini düzgün yapmıyor kimse ile geçinemiyor bu sebepten işveren ile sorunları var işten çıkarılmayı hazmedemediği için suç uydurmakta ve bizlere iftira atmaktadır. …” beyanında bulunmuştur.
Bu kapsamda Mahkemece davalı işyerinde yetkili olduğu anlaşılan bu tanıkların beyanları değerlendirilmeden ve duruşmada dinlenen ...’nun beyanlarındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davalı tanığı ....’nun beyanlarındaki çelişki giderilip dosyadaki tüm deliller ile birlikte uyuşmazlığın sonuçlandırılmasıdır.
Netice itibariyle Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.