3. Hukuk Dairesi 2014/3636 E. , 2014/7914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HARRAN ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2012/210-2012/248
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı kurumun 47040 sayılı abonesi olduğunu, davalı kurum personellerince 26/03/2012 tarihinde yapılan kontrollerde müvekkiline 85.279,30 TL"lik fatura çıkartıldığını, bu faturanın haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkilinin önceki aylarda yapmış olduğu tüketim bedelinin 60,00 TL olduğunu belirterek müvekkilinin sadece 60,00 TL"lik borçlu olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının söz konusu faturanın tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde müvekkili kuruma itirazda bulunduğunu ve bunun üzerine müvekkil kurum komisyonun 30.03.2012 tarih ve 2012/44 sayılı kararı ile davacıya tahakkuk ettirilen 85.279,30 TL"lik faturanın iptal edildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını savunmuştur.
Mahkemece; "...davalı kurum personeli tarafından davacıya ait olan 47040 abone sayılı sayacın 26.03.2012 tarihinde kontrolü yapılıp davacıya 85.279,30 TL değerinde fatura çıkarıldığı, davacının aynı gün tüketime itiraz etmesi sonucu davalı kurum personelince 27.03. 2012 tarih ve 000084 nolu sayaç değiştirme tutanağı ile davacının sayacının sökülerek yenisinin takıldığı ve daha sonra 30.03.2012 tarih ve 2012/44 sayılı ilçe komisyon kararı ile davacıya ait sayacın arızalanması nedeniyle tüketimi mümkün olmayan hatalı tahakkuk çıktığının belirtildiği ve 2012/03 dönem faturasının iptal edildiği görülmüştür.
Davacının davalı kuruma 85.279,30 TL borcu olmadığı davalı kurumca da kabul edilmiş ve buna yönelik işlemler yapılarak söz konusu tahakkuk iptal edilmiştir.
Davacının söz konusu miktar kadar borcu olmadığının tespitinde korunmaya değer hukuki bir yararı kalmamıştır." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı abonenin elektrik faturasında belirtilen bedelin bir kısmından borçlu olduğu, diğer kısmından borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı kurum yetkilileri tarafından düzenlenen dava konusu 85.279,30 TL"lik elektrik faturasına davacının 26.03.2012 tarihinde itiraz ettiği, 27.03.2012 tarihinde mevcut sayacı sökülerek yenisi ile değiştirildiği, 30.03.2012 tarihinde sayaç raporu beklenilmeden ilçe komisyonu tarafından faturanın hatalı olduğundan bahisle faturanın iptaline karar verildiğini, bu karara istinaden iş yoğunluğu da gözönünde bulundurularak 06.06.2012 tarihinde sistemde hatalı çıkan 85.279,30 TL"lik faturanın iptalinin yapıldığı ve bedelin 881 TL"ye düşürüldüğü görülmüştür.
O halde; dava tarihinde davalı kurum kayıtlarında dava konusu faturanın davalı kurum kayıtlarında halen iptal edilmediği, davacının bu dava kapsamında, önceki aylarda tüketim faturasının aylık ortalama 60 TL geldiğinden bahisle dava konusu faturadan dolayı sadece 60 TL borçlu olduğu kalan 85.219,30 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmesi göz önüne alındığında, davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığından bahsedilemeyecektir.
6100 sayılı HMK."nun 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmünü içermektedir.
Buna göre; mahkemece, yargılamaya devam edilerek, taraf delilleri usulünce toplanmalı ve konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bir rapor alınarak, davalı kurumun davacıdan talep edebileceği miktarın hesaplattırılması suretiyle varılacak sonuç dairesinde bir hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.