İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtirazla İlgili Hüküm : 31/2, 62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca mahkumiyet
Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan mahkumiyetine dair İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 13.02.2014 tarih ve 2013/642-2014/37 sayılı kararının suça sürüklenen çocuk tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu Dairenin 18.01.2017 tarih ve 2016/4010 - 2017/236 sayılı ilamı ile hükmün oybirliğiyle ONANMASINA karar verilmiştir.
Mezkur ilama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2017 tarih ve KD-2017/27508 sayılı yazısı ile;
“Suça sürüklenen çocuğa yüklenen suç için yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; dava TCK"nın 66/1-e, 66/2 maddelerinde yazılı (6) yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi bulunmakla,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.12.2016 tarih ve 2016/3-34 esas - 2016/467 karar sayılı kararı ile HAGB nedeniyle zamanaşımı süresi duran suçlarda ikinci suçun işlenme tarihinde zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağına ilişkin kabulü dikkate alındığında:
Suç tarihi olan 12.03.2006 dan HAGB"nin kesinleşme tarihi olan 03.03.2008"e kadar 1 yıl 11 ay 21 günlük sürenin geçtiği,
HAGB ilişkin kararın açıklanmasına gerekçe suçun işlenme tarihi olan 10.10.2008"den hükmün açıklanmasına ilişkin kararın yüksek Yargıtayca onanma tarihi olan 18.01.2017 ye kadar 8 yıl 4 ay 9 günlük sürenin geçtiği,
Toplamda 10 yıl 4 ay 9 günlük bir sürede hükmün kesinleştiği halde, mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan”....
İtirazın kabulü ile Dairenin onama kararının kaldırılması, itirazın kabul edilmemesi halinde karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi talep edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; 20.10.1991 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun 12.03.2006 tarihinde işlemiş olduğu başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda, Beyoğlu 2. Çocuk Mahkemesinin 29.01.2008 tarih ve 2006/292 - 2008/24 sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kadarın 03.03.2008 tarihinde kesinleştiği; ancak denetim süresi içerisinde 10.10.2008 tarihinde işlenen hırsızlık suçu nedeniyle yeniden ele alınarak İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 13.02.2014 tarih ve 2013/642 - 2014/37 sayılı ilamı ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar kaldırılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklandığı ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.01.2017 tarih ve 2016/4010 - 2017/236 sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği;
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu için kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin TCK"nın 66/1-e ve 66/2 maddeleri uyarınca 6 yıllık kesintili zamanaşımına tabi olduğu ve suç tarihi olan 12.03.2006 tarihinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihi olan 03.03.2008 tarihine kadar, 1 yıl 11 ay 21 günlük sürenin geçtiği; zamanaşımı süresinin 03.03.2008 tarihinde durduğu ancak denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmesi nedeniyle sonraki suç tarihi olan 10.10.2008 tarihinde yeniden işlemeye başladığı ve dava zamanaşımı süresinin hüküm tarihinde dolmuş olduğu anlaşılmakla;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay Yüksek 16. Ceza Dairesinin 18.01.2017 tarih ve 2016/4010 - 2017/236 sayılı onama kararı kararının kaldırılmasına,
3-Suça sürüklenen çocuğun temyizine ilişkin incelemede;
Suça sürüklenen çocuğa atılı başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu için TCK"nın 267/1. maddesinde öngörülen cezanın süresi bakımından, anılan Kanunun 66/1-e ve 67/2 maddelerinde belirlenen zamanaşımının suç ve hüküm tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün BOZULMASINA, CMUK"nın 322. maddesine istinaden suça sürüklenen çocuk hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.