11. Hukuk Dairesi 2016/1340 E. , 2016/1789 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.07.2015 tarih ve 2015/1305-2015/1305 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkili hakkında evrak üzerinden yapılan inceleme sonrasında alacaklı vekilinin talebi uyarınca ... Bankası"na ait 15.03.2015 keşide 17.03.2015 ibraz tarihli 50.000,00 TL tutarlı çek nedeniyle ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haczin dayanağı olan çekin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ile müvekkilinin ve aleyhine ihtiyati haciz istenen diğer borçlu şirketlerin merkezinin bulunduğu yerin ... olduğunu, bu nedenle mahkemenin ihtiyati haciz verme hususunda yetkisinin bulunmadığını, müvekkil şirket aleyhine alacağı aşacak düzeyde haciz uygulanması nedeniyle zarar oluştuğunu ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasına müvekkilinin uğradığı zararın giderilmesi açısından alacaklı tarafından yatırılan teminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen alacaklılar vekili, karşılıksız çeke dayalı temel ilişkiden soyut olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulması nedeniyle TBK 89. maddesi uyarınca para borcunun ödeme yeri olan alacaklının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haczin dayanağı olan çekin görüldüğünde ödenecek kıymetli evraklardan olduğu, ibrazında ödenmeyen çekten kaynaklı alacağın para borcu niteliğine dönüştüğü, para borçlarının alacaklının ikametinde ödenmesi gerektiği, bu nedenle alacaklının ikametgahı mahkemesinin yetkili bulunduğu, itiraz eden vekilince oluştuğu iddia edilen zararların ayrı davaya konu edilebileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir.
Temyiz aşamasında vekaletnamesinde özel yetki bulunan ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından sunulan 10.12.2015 tarihli dilekçe ihtiyati haciz isteminden ve yine vekaletnamesinde özel yetki bulunan ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından sunulan tarihsiz dilekçe ile temyiz isteminden feragat edilmiştir.
1- Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Temyiz aşamasında ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından UYAP ortamından ve elektronik imzalı şekilde sunulan 10.12.2015 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz isteminden feragat edildiği bildirilmiş olup, ihtiyati haciz isteyen vekilinin vekaletnamesinin HMK"nın 74. maddesinde tanımlanan özel yetkiyi de içerdiği anlaşılmakla, ihtiyati haciz isteminden feragatin HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olup olmadığı değerlendirilerek Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, sonucuna göre bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.