3. Hukuk Dairesi 2014/6406 E. , 2014/8115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/499-2013/509
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ile davalılardan U.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, namaz kılmak için gittiği caminin minaresinin yerinden koparak üzerine düşmesi sonucunda hayatı tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, uzun süre tedavi gören müvekkilinde iş ve beden gücü kaybı oluştuğunu, davalı D.. B..nın caminin maliki, işleteni ve kiraya vereni sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 100.000 TL manevi 200.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada; yasal mevzuat nedeniyle caminin mülkiyetinin davalı Hazineye ait olduğunu, caminin davalı cami derneği tarafından yapıldığını, cami minaresinin davalı T.. V.. tarafından davalı Avea"ya kiraya verildiğini, davalı Avea tarafından da minare üzerine baz istasyonu kurulduğunu, davalıların meydana gelen olay nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 100.000 TL manevi 200.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleştirilen 2010/403 E. sayılı davada; asıl davada alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin maddi zararının 1.579.675,85 TL olarak belirlendiğini, bu maddi tazminatın 200.000 TL"lik kısmının asıl ve önceki birleşen davada istendiğini ileri sürerek; geriye kalan 1.379.675,85 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, olay nedeniyle davalı D.. B..nın BK.58. maddesi gereğince sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumluluğun bulunmadığı gerekçesiyle; davalılardan D.. B.. yönünden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 1.026.788,75 TL maddi 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 1.056.788,75 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsiline, birleşen davanın davalıları Avea AŞ, Tokyo Vakfı, Yeşilyurt Ulu Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği ve M.. H.. yönünden ise davaların ayrı ayrı reddine dair verilen hükmün, davacı ve davalılardan D.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 13.03.2013 günlü ve 2012/21931 E. 2013/4264 K. sayılı ilamı ile;
(...Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle de delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine; (...)
Somut olayda; davalı D.. B..nın tasarrufu yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurulu Kararında belirtildiği gibi mülkiyete ilişkin olmayıp idaridir. BK. 58 maddesi gereği, camiye ilişkin bakım ve muhafaza görevi yoktur.
Dosya içeriğine göre, caminin maliki davalı Yeşilyurt Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneğidir. Cami derneği BK. 58. maddesine göre malik olarak caminin muhafaza ve bakımından sorumludur. D.. B.. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş, bozma nedenine göre davalı D.. B..nın sair temyiz itirazları şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; asıl ve birleşen davada davalı D.. B.. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen davaların davalı Yeşilyurt Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği yönünden kısmen kabulü ile 1.026.788,75 TL maddi 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 1.056.788,75 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsiline, birleşen davaların davalıları Avea AŞ, Tokyo Vakfı, Yeşilyurt Ulu Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği ve M.. H.. yönünden ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan Yeşilyurt Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dairemiz bozma ilamında “davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine” ifadesinin zuhulen yazıldığının anlaşılmış olmasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, %100 oranında meslekte kazanma gücünü yitiren davacının bu yüzden uğrayacağı daimi kazanç kaybı; “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesi uyarınca, rapor düzenleme tarihine kadar gerçekleşen zarar yönünden bilinen verilerin nazara alınması suretiyle, rapor düzenleme tarihinden sonraki zarar yönünden de da bilinen son gelir nazara alınıp her yıl %10 oranında artırılmak ve %10 oranında iskonto edilmek suretiyle belirlenmelidir. Ne var ki, hükme esas alınan 21.07.2010 tarihli bilirkişi raporunda; uzakyol vardiya zabitinin 2003 yılı ücretinin 1.620 TL, 2005 yılı ücretinin 1.749 TL olduğu, yıllık artışın %4 oranında gerçekleştiği, bu nedenle davacının uzakyol vardiya zabiti ünvanını alacağı 01.01.2006 tarihi itibari ile 2005 yılı ücretinin %4 fazlası olan aylık 1.819 TL düzeyinde maaş alabileceği, bu ücretin net asgari ücretin 4,78 katı olduğu, buna göre davacının 1.1.2006 tarihinden itibaren çalışma hayatının sonu olan 18.01.2041 tarihine kadar olan dönemdeki kazanç kaybının 4,78 katsayısı esas alınmak sureti ile hesaplanacağı belirtilmiş ve davacının bu döneme ilişkin kazanç kaybı 1.170.818,41 TL olarak belirlenmiştir. Rapor, bu hali ile hüküm vermeye yeterli değildir.
Bundan ayrı, davacının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olması nedeniyle, bakıcı ücretine ilişkin zarar miktarının hesaplanmasında, hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda bakıcı gideri hesaplanırken net yerine, brüt asgari ücret esas alınarak gerçek zarar miktarının belirlenmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece; davacının 2006 yılı ve devamında uzakyol vardiya zabiti olarak alabileceği ücretin ilgili kurumdan sorularak tespit edilmesi, ondan sonra uzman bilirkişiden yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda kazanç kaybı ve bakıcı ücreti konusunda rapor aldırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 26.05.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun, kazanç kaybının hesaplanmasında davacının uzakyol vardiya zabiti olarak çalışması halinde alacağı ücretin esas alınması kararına karşı, karşı oyumun gerekçeleri aşağıda sunulmuştur.
Somut olayda, davacı iki yıllık yüksek okul mezunudur. Gerek mezun olduğu okul tarafından gönderilen belge içeriğinden, gerekse bilirkişi raporundan, davacının uzakyol vardiya zabiti olarak çalışabilmesi için; mezuniyetinden itibaren belli bir sürenin geçmiş olması, ayrıca bu süre içerisinde çeşitli sınavlara girerek bu sınavları kazanmış olması gerekmektedir.
Haksız fiil sonucunda oluşan maluliyet nedeniyle uğranılan kazanç kaybı, “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesi uyarınca belirlenmelidir.
Buna göre, kazanç kaybının belirlenmesinde, davacının iki yıllık yüksek okul mezunu olduğu gözetilerek, bu eğitimi nedeniyle barem cetveli uyarınca alabileceği ücret hesaplamaya esas alınmalıdır.
Bu itibarla; yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin ilamının, arz ve izah ettiğim gerekçeler muvacehesinde bozulması gerektiği kanâatinde olduğumdan, Sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin onama görüşüne katılamıyorum. 26.05.2014