21. Hukuk Dairesi 2018/651 E. , 2019/6 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, Kurum işleminin iptaline, kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının yaşlılık aylığını iptal eden davalı Kurum işleminin iptali ile 30/11/2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti, yaşlılık aylığının iptal edildiği tarihten karar tarihine kadar faizi ile tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile "Davanın KISMEN KABULÜ ile;Davacının 09/03/2006-31/05/2006 arası çakışan ve 02/09/2005-08/03/2006 arası çakışmayan dönemde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, bu dönem yönünden istemin yerinde olmadığının TESPİTİNE,01/06/2006-10/07/2006, 25/01/2007-30/04/2007, 24/10/2007-31/01/2008, 01/06/2008-13/08/2008, 15/10/2008-30/11/2008 arası SSK sigortalığının geçerli olduğunun TESPİTİNE,
Çakışmayan 11/07/2006-24/01/2007, 01/05/2007-23/10/2007, 01/02/2008-31/05/2008, 14/08/2008-14/10/2008, 01/11/2005-20/05/2009 arası 4/1-b Bağ-Kur sigortalığının 5510 sayılı yasanın Geçici 63. maddesi gereği durdurulması gerektiğine, iptalinin mümkün olmadığının TESPİTİNE,Davacının 04/12/2008 tarihli talebi nedeniyle 01/01/2009 dan geçerli 506 sayılı yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının, davacının 30/11/2008 den itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı talebinin yerinde olmadığının TESPİTİNE,Davacıya daha önce ödenen ve borç çıkartılan yaşlılık aylığı nedeniyle davacının kuruma borcu olmadığının TESPİTİNE,Davacının ödenmeyen aylıklarının her birisinin ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE" karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 31/07/1985-05/11/1999 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 06/11/1999 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 30/11/2008 tarihine kadar aralıklarla devam ettiği, 600 gün askerlik borçlanması yaptığı, 04/12/2008 tarihli tahsis talebine istinaden 01/01/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak yaşlılık aylığı tahsis edildikten sonra vergi mükellefiyetinin tespit edilmesi sebebi ile 02/09/2005-08/07/2009 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği, Bağ-Kur sigortalılığı ile 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının çakışması sebebi ile önceden başlayan Bağ-Kur sigortalılığına üstünlük tanınarak 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının iptal edildiği ve dolayısıyla son 1260 gün hizmeti SSK sigortalılığı olmaktan çıktığından yaşlılık aylığının da iptal edildiği, davacının 13/03/2009 tarihli dilekçesi ile çakışan 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetine ilişkin primlerin Bağ-Kur sigortalılığına aktarılmasını talep ettiği davalı Kurumca bu talebe istinaden aktarma işleminin yapıldığı, mahkemece aktarılan primlerin hariç tutulması gerektiği belirtilmeden davacının geçici 63.madde uyarınca ödediği primlerin karşıladığı sigortalılık süresinin davalı Kurumdan sorulduğu ve 31/07/1985-05/11/1999 tarihleri dışında 02/09/2005-31/05/2006 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği yanıtının alındığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlıkta uygulanması gereken, 18/05/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7143 sayılı Kanunun 24.maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 76.maddeden söz etmek gerekir.“GEÇİCİ MADDE 76- Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 31/05/2018 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 01/06/2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır. Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.Birinci fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 01/01/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”Somut olayda, mahkemece davacının bir kısım sigortalılığının çakıştığı, bir kısmının iptal edildiği dolayısıyla yaşlılık aylığının ilk bağlanan aylık ile aynı olmayacağı dikkate alınmadan ve infaz kabiliyeti bulunmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması hatalıdır. Mahkemece davalı Kurumdan, Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 09/03/2006-30/11/2008 tarihleri arasında iptal edilen 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına ilişkin aktarılan primler dışında davacının ayrıca prim ödemesi olup olmadığı ve davacının prim ödemesi varsa geçici 76.madde uyarınca karşıladığı sigortalılık süresinin ne kadar olduğu sorulmalıdır. Eğer davacının geçici 76.madde uyarınca Bağ-Kur sigortalılığının yaşlılık aylığına esas alınan 31/07/1985-05/11/1999 tarihleri kadar olduğu anlaşılır ise ancak bu takdirde yaşlılık aylığının devamına karar verilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun yanı sıra, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılıktan aktarılan primlerin dışında prim ödemesi yoksa geçici 76.madde uyarınca Bağ-Kur sigortalılığının durdurulmasına karar verilmesi gerektiği, sigortalılığının iptaline karar verilemeyeceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.