1. Ceza Dairesi 2015/1855 E. , 2015/6382 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2014/112025
MAHKEMESİ : Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 23/01/2014, 2013/123 (E) ve 2014/24 (K)
SUÇ : Kasten öldürme
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık müdafiinin temyiz isteminin kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmakla, tebliğnamede yer alan 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik görüş benimsenmeyerek kasten öldürme suçundan kurulan hükme hasren yapılan incelemede,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Y.. O.."nun maktül S.. G.."ü kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede suç vasfına, meşru savunma hükmünün uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1) Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktülün sanığa ait işyerinde kiracı olduğu, bir süredir aralarında kiranın arttırılması hususunda anlaşmazlık bulunduğu, bu hususu görüşmek üzere gece vakti dere kenarına giden sanık ile maktül arasında başlayan tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve birbirlerine vurmaya başladıkları, bu esnada sanığın üzerinde taşıdığı çakı bıçağı ile maktüle etkili eylemde bulunduğu, maktülün aldığı darbenin etkisiyle hayatını kaybettiği olayda,
Sanığın doktor raporunda basit darp cebir izlerinin bulunduğu, tanık Zafer"in de anlatımında tarafların birbirlerini darp ettikleri yönündeki beyanı karşısında sanık ile maktül arasında yaşanan tartışma sırasında ilk haksız hareketin kimin tarafından başlatıldığı belli olmadığından, sanık hakkında haksız tahrikten 12-18 yıl arasında hapis cezası öngören TCK"nun 29. maddesinin uygulanmasıyla alt sınırdan indirim yapılması yerine, yazılı şekilde hüküm kurularak fazla ceza tayini,
2) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, re"sen de temyize tabi hükmün üyeler M.. N.. Ö.. ve C.. T.."ın hükmün onanması gerektiğine ilişkin karşı oyları ve oyçokluğu ile tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 23/12/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
Sayın Dairemizin çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, sayın çoğunluğun kabul ettiği gibi sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında toplanan delillere göre, sanığın bıçakla vurmak suretiyle S.. G.."ü öldürdüğü, ayrıca olay sırasında sanığın belinde birde tabancanın bulunduğu sabittir.
Olay kira meselesinden kaynaklanan bir anlaşmazlığa bağlı olarak çıkmıştır. Maktül mülkiyeti sanığa ait bir dükkanda kiracı olarak market işletmektedir. Maktül, 01.09.2010 tarihli kira kontratında aylık 100 TL yazmış olmasına rağmen, tarafların beyanlarından da anlaşılacağı üzere aylık 200 TL bedelle, yıllık %10 artışlı olmak üzere ve dükkanı 5 yıllığına kiralamıştır. Maktül suç tarihi olan 02.10.2012 tarihinde 350 TL kira bedeli yatırmış, sanık ise kiranın 650 TL olarak yatırılmasını istemiştir.
Sanıkla maktül arasında kiranın artırılması yüzünden olay günü saat 14:00 sıralarında tartışma yaşanmış, bu tartışma maktulün dükkanında olmuş ve tanık A.. T.."in duruşmadaki beyanlarına göre sanık, maktule, neden bu kadar az kira yatırdın diye sormuş, maktülde kontratın bu kadar olduğunu o nedenle bu kadar yatıracağını söylemiş, sanıkta sana 1 ay süre veriyorum dükkandan çıkmaz isen kötü olur akşam seninle görüşeceğiz diyerek dükkandan ayrılmıştır.
Saat 19:00 sıralarında arkadaşları ile araçta bira içen maktül sanığı gördüğünde konuşmak amacıyla sanıkla birlikte dere kenarına doğru yürümüş, maktulün dayısı olan tanık Z.. G.. ise gündüz olan tatsızlıktan endişelenerek arkalarından gittiği sırada sanıkla maktülün arasındaki arbedeyi görmüş hemen olay yerine giderek tarafları ayırmaya çalışmış maktul, dayısı olan tanık Zafer"e dayı belinde silahı var dediğinde tanık Zafer sanığın belinden tabancasını almış, yakın olan polis karakoluna doğru sanığı götürmeye başlamış ve bu sırada da maktül bıçaklandığını söylemiştir.
Sanığın muhtelif yerlerinde sıyrık tarzında lezyonlar olmakla birlikte özellikle kolunun iç kısmında olanlarının tanığın silahı almak için müdahalesi sırasında gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Maktülde de öldürücü bir bıçak darbesinin dışında lezyonlar bulunmaktadır.
Olay günü sanığın haksız bir şekilde maktülden kiranın artırılmasını istediği, kiranın artırılmaması halinde yine kira kontratına uymayacak şekilde dükkanı boşaltmasını istediği, dükkandan çıkmaz isen kötü olur demek suretiyle maktulü tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Maktülün dükkanında olan bu tehdit eylemine karşı sessiz kaldığı, tanık Ahmet"in beyanından ve sanığın bu yönde kendi lehine olabilecek konuda savunma yapmamasından anlaşılmaktadır.
Sanık olay yerine şarjöründe mermiler bulunan bir tabanca ve mahkemece ekspertiz incelemesi yaptırılmamış olsa bile dosyada bulunan resimlerden de anlaşılacağı üzere sabitleme mandalı bulunan suçta da kullandığı sustalı bir bıçakla kavga etmek amacıyla gelmiştir. Maktülde ise suç aleti olabilecek bir cisim bulunmamaktadır. Sanık 57 yaşında olup, kan kanseri tedavisi görmektedir. Maktül 25 yaşındadır. Silahların eşit olduğu bir kavga ortamında maktülün sanığın üstesinden gelmesi mümkündür. Sanık gündüzleyin söylediği kötü olur şeklindeki tehdit cümlesiyle ilk haksız hareketi yapmış, daha sonra kavgaya hazırlıklı olarak gelmek ve bıçakla vurmak suretiyle öldürme suçunu işlemiştir. Sanık, maktülün annesinin dayısıdır. Maktül sanığa dayı diye hitap etmekte olup maktulün sanığa karşı dosyaya yansıyan bir saygısızlığı tespit edilememiştir. Kavgayı başlatanda kavgaya hazırlıklı olarak gelende sanıktır. Kaldı ki sanığın tehdidi nedeniyle ilk haksız hareket sanıktan gelmiş, olay sırasında tahrik dengesi de sanık lehine bozulmamıştır. Maktülün olay yerine gelen dayısı Zafer"e dayı belinde silahı var
demiş olması da göstermektedir ki, sanık olay sırasında silahı olduğunu bir şekilde maktüle hissettirmiş veya söylemiştir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, yerel mahkemece sanık lehine haksız tahrik hükümleri uygulanmaksızın verilen mahkumiyet kararının doğru olduğunu ve yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiğini düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun tahrik uygulanması gerektiğine ilişkin bozma doğrultusundaki kararına katılmıyoruz.
23/12/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık Y.. O.. müdafii Avukat F.. K.."ün yokluğunda 24/12/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.