3. Hukuk Dairesi 2014/851 E. , 2014/8173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANAMUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2013/25-2013/537
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı sigorta şirketine ödediği 35.654,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği, sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı süresinin öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 10 yıl olduğu, davacının sigorta şirketine ödeme yaptığı sırada kimin, ne miktarda sebepsiz zenginleştiğini bildiği, bu nedenle bir yıllık zamanaşımı süresinin ödeme tarihinden itibaren işlemeye başladığı, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle; davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; davaya konu alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Bunun tespiti içinde öncelikle davaya konu alacağı doğuran hukuki sebebin doğru tespit edilmesi gerekmektedir.
Bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. (HUMK. 76.madde; HMK. 31.madde)
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının aracını 18.02.2004 günü Bozyazı Noterliği"nin 18.02.2004 tarih, 365 yevmiye numaralı satış sözleşmesiyle davalıya sattığı, davalının aynı gün satın aldığı bu araçla kaza yaptığı ve bir kişinin ölümüne neden olduğu, aracın sigortalı olduğu şirketin ölen kişinin yakınlarına 41.802,00 TL tazminat ödediği, bu bedelin rücusu için sigorta şirketinin eldeki davanın davacısı Mustafa ile davalısı Sadık aleyhine dava açtığı, yargılama sonunda sigorta şirketinin yaptığı ödemeleri sigorta ettirene rücu edebileceği gerekçesiyle Mustafa yönünden davanın kabul edildiği, bunun üzerine Mustafa"nın 30.05.2008 tarihinde 30.731,00 TL, 29.07.2008 tarihinde 4.973,75 TL olmak üzere sigorta şirketine toplam 35.654,00 TL ödemek zorunda kaldığı, ödediği bu parayı kaza yaparak ölüme sebep olan davalı Sadık"dan tahsil edebilmek için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, davaya konu alacağın sözleşmeden kaynaklanmadığı belirtilerek, sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda hüküm tesis edilmiş ise de; davacının talebinin dayanağının taraflar arasında 18.02.2004 günü noterde akdedilen araç satış sözleşmesi olduğu açıktır.
Bu bağlamda dava konusu ihtilafa uygulanacak zamanaşımı süresi, TBK"nın 146. (BK"nın 125) maddesi gereğince 10 yıl olup, davacının sigorta şirketine yaptığı en son ödeme tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış, dolayısıyla dava zamanaşımı süresi içinde açılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı göz önünde bulundurularak, davalının zamanaşımı def"inin reddedilmesi ve işin esasına girilerek, tüm deliller toplanıp hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.