3. Hukuk Dairesi 2014/3607 E. , 2014/8175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BANDIRMA SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2011/606-2012/436
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan UEDAŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin Arkadaş Birahanesi isimli işletmesi için adına tesis ettirdiği elektrik aboneliğine ait tüm elektrik faturalarını zamanında ödemesine rağmen, elektrik idaresinin müvekkili aleyhine 4.969,01 TL bedelli icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip konusu borçtan sorumlu olmadığını, zira; işletmesini 08.11.1996 günü Bandırma 3.Noterliği"nin 09509 yevmiye nolu "Menkul Mal ve İşletim Hakkı Devir Senedi" başlıklı devir sözleşmesiyle davalılardan M.. D.."a devrettiğini, davalı elektrik idaresine dilekçe vererek adına olan aboneliğinin kapatılmasını talep ettiğini, işletmeyi devralan davalı M.. D.."ın elektrik aboneliği tesis ettirmediğini, bu nedenle müvekkili adına aboneliğin devam ettiğini, bir süre sonra M.. D.."ın işletmeyi diğer davalı M.. A.. isimli şahsa devrettiğini belirterek; müvekkilinin elektrik aboneliğinden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının 1994 yılından kalma borcu bulunduğunu, borcun bulunması nedeniyle aboneliğinin kapatılamayacağını, kaldı ki davacının aboneliğin kapatılmasına ilişkin başvurusunun da bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı M.. D.. beyanında; davaya konu yeri 1996 yılında noter senediyle davacıdan devraldığını, tüm ısrarlarına rağmen davacının aboneliği kendisine devretmediğini, her ay fatura bedellerini davacıya ödemek Diğer davalı M.. A.."a çıkartılan tebligat neticesinde; bu davalının dava tarihinden önce 12.06.2010 günü öldüğü anlaşılmıştır.
Mahkemece; davacının aboneliğin bulunduğu işletmeyi 08.11.1996 günü davalılardan M.. D.."a devrettiği, davaya konu elektrik borcunun sadece 1994/1 döneminin davacı tarafından kullanıldığı, diğer dönemlere ilişkin tüketiminin davacıya ait olmadığı, elektrik idaresi dışındaki diğer davalıların davada taraf sıfatının bulunmadığı belirtilerek; davacının 28455 nolu elektrik aboneliğine ilişkin olarak 1.094,53 TL asıl alacak 5.918,05 TL gecikme faizi kadar davalı elektrik idaresine borçlu olmadığının tespitine, davalılar M.. D.. ve M.. A.. hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı elektrik idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik faturalardan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacı abonenin, aboneliğin iptali için elektrik idaresine dilekçe verip vermediği ve aboneliğin iptali istemli dilekçe verilmiş olması halinde dilekçe tarihinden sonraki tüketimlere ilişkin olarak abonenin sorumluluğunun devam edip etmeyeceği hususunda toplanmaktadır.
Abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kim tarafından kullanılırsa kullanılsın tüketilen elektrik bedelinden idareye karşı abonenin sorumluğu devam eder.
Somut olayda dosya kapsamından; davacının işletmesini devrettiği, buna rağmen işletmenin adına olan elektrik aboneliğini sona erdirmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı, elektrik idaresine dilekçe vererek aboneliğin sona erdirilmesini talep ettiğini iddia etmiş ise de; dosyaya bu yönde iddiasını ispata yarar bir delil ibraz edememiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; aboneliği devam eden davacının, davalı elektrik idaresince tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedellerinden kullanıcılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu nazara alınarak, davalı elektrik idaresi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle davacının sorumluluğunun olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.