20. Hukuk Dairesi 2015/4730 E. , 2016/1595 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı ... ... ve asli müdahil- dahili davalı ... vekilleri ile davalı ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Kadastro sırasında ... köyü 134 ada 2 parsel sayılı 2985,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğiyle, 77 ve 78 tahrir numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tesbit edilmiştir.
Asıl dosya davacısı ... ... taşınmazın Şubat 1995 tarih 6 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığını belirterek tespitin iptali ve adlarına tapuya tescili iddiasıyla; birleştirilen dosya davacısı ... ..., taşınmazın kesinleşen orman sınırları içindeyken kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı için tespitin iptali ve orman niteliğiyle ... adına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, ... ...nün davasının kabulüne, ... ... davasının reddine ve dava konusu parselin ... ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... ... ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemizin 20.11.2003 tarih ve .../... E. - ... K. sayılı kararı ile “Davalı tarafın da tutunduğu, çekişmeli 134 ada 2 sayılı parselin kadastro tesbitine esas alınan, 3680 m² yüzölçümündeki D: cebel, B: yol, K:cebel, G: yol okuyan ve 78 tahrir numaralı vergi kaydı ... oğlu ... ..., 1380 m2 yüzölçümündeki D: ... oğlu ... , B: ... oğlu ..., K: cebel, G: yol ile sınırlanan 77 tahrir numaralı vergi kaydı dava dışı aynı ada 3 sayılı parsele de uygulanmıştır. Dosyaya getirtilen kadastro tesbit tutanağının incelenmesinden 3 sayılı parselin davalı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece aynı vergi kaydı esas alınarak yapılan kadastro tesbitlerine ilişkin davalar arasında irtibat bulunduğu halde davalar birleştirilmemiştir.
Davacı ... ...nün tutunduğu, ... mevkiinde kain 92 000 m² yüzölçümündeki zeytinliğe ilişkin Şubat 1995 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlar için oluşturulan tapu kaydından ifraz ile sınırları paftasında gösterilerek, Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1991 gün ve .../...-... sayılı kararı ile tapu siciline kayıt edilmiştir. Tapu kaydının beyanlar hanesinde ... ... Vakıf Ormanı olduğu yazılıdır. Kayıt, 132 ada 79 parsel sayılı 40372 m² yüzölçümündeki taşınmaza uygulanmıştır. Dosyaya getirtilen, Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1991 gün ve .../... - ... sayılı karar suretinin incelenmesinden, ... ... 03.04.1989 tarihinde, davalı sıfatıyla ... aleyhine, 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla ... adına oluşan, Haziran 1980 tarih 54, 55, 56, 58, 59 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamındaki 5, 8 ve 9 sayılı parsellerin tamamının, 4 ve 6 sayılı parsellerin ise kısmen, ... ... ... Vakıf Ormanına ilişkin evkaf idaresinin
birinci sicil 322 sırasında kayıtlı vakfiye kapsamında kaldığı, Haziran 1980 tarih 55 sıra numaralı 28500 m², aynı tarih 59 sıra numaralı 7000 m² tapu kayıtlarının tamamen, aynı tarih 54 sıra numaralı 431 hektarlık tapunun 73100 m² bölümünün, aynı tarih 56 sıra numaralı 117 hektar 4500 m² tapunun 92000 m² bölümünün iptali ve ... ... adına vakıf şerhi verilmek kaydıyla tapuya tescili iddiasıyla dava açtığı, mahkemece, ... ... Vakıf Ormanına ait harita ve vakfiyenin çekişmeli taşınmaz ve taşınmaz bölümlerini kapsadığının fen elemanı bilirkişi raporuyla belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Haziran 1980 tarih 54 sıra numaralı tapu kapsamındaki 431 hektar 2000 m² yüzölçümündeki taşınmazın fen elemanı bilirkişi krokisinde mavi ile taranarak gösterilen 731000 m², aynı tarih 55 sıra numaralı 28500 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının, aynı tarih 56 sıra numaralı 117 hektar 4500 m² tapunun fen elemanı bilirkişi krokisinde kırmızı ile gösterilen 92000 m² bölümünün, aynı tarih 58 sıra numaralı 5500 m² taşınmazın tamamının, aynı tarih 59 sıra numaralı 7000 m² taşınmazın tamamının tapu kayıtlarının iptaline, ... ...Vakıf Ormanı olduğu beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle ... ... adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 05.06.1992 tarihinde kesinleştiğinin kararın altına şerh verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamalarına ilişkin tutanak ve haritalar ile tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının uygulamasına dayalı keşifte alınan yerel bilirkişi beyanları, fen elemanı bilirkişi raporu ve orman yüksek mühendisi bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli 134 ada 4 sayılı parselin 1947 orman kadastro sınırları içindeyken 1976 yılında yapılan 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasıyla durumunun değişmediği, 1989 yılında yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığının, davalı tarafın tutunduğu, kadastro tesbitine de esas alınan tapu kaydının çekişmeli parsele uymadığı, davacı ... ... tutunduğu tapu kaydının çekişmeli parseli kapsadığının belirlendiği, davacı ... yararına, davalı ...yi bağlayan yukarıda sözü edilen kesin hükmün bulunduğu gerekçesiyle, ... ...nün davasının kabulüne, ... ...nin davasının ise reddine karar verilmiştir. Çekişmeli parselin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına orman sınırları dışına çıkarma işleminin kesinleştiğinden ve ... ile ... ... arasında kesin hüküm bulunduğundan söz edildiği halde, dava ...ye yaygınlaştırılmamıştır.
Uzman bilirkişi raporunda çekişmeli parselin, 1989 yılında yapılıp kesinleşen, 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmiş ise de, dosyadaki tutanaklardan, 2053 ilâ 2062 numaralı orman sınır noktalarının 28.05.1976 tarihinde düzenlenen 5 numaralı tutanak ile belirlendiği, bu orman sınır noktaları ile 6 numaralı poligonun oluşturulduğu, bilirkişinin bu husustaki tesbiti yanlış olduğu gibi, çekişmeli taşınmazın orman sınır hattına ve 2/B poligonuna irtibatlı krokisini de düzenlemediği, uzman bilirkişi raporunun bu haliyle yetersiz olduğu ve denetime olanak tanımadığı görülmektedir.
Keşifte beyanına başvurulan yerel bilirkişi, davalı gerçek kişinin tutunduğu vergi kayıtlarının çekişmeli parsele uyduğunu bildirmiştir. Mahkeme, davacı ... ... tutunduğu tapu kaydını üstün tutmuş, vergi kaydı ve zilyetliğe itibar etmemiş, Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1991 gün ve .../...-... sayılı kararının taraf olmayan davalı gerçek kişiyi bağlamayacağı, bu nedenle vakıf senedinin sınırları itibariyle uygulanması gerektiği gözardı edilmiştir.
Mahkemece, öncelikle davacı ... ... tutunduğu, vakıf senedi ve bu senedin tesciline ilişin ... ... kayıtları, 132 ada 79 sayılı parsel ile çekişmeli parseli bir arada gösterir 1/5000 ölçekli fotogometri yöntemi ile düzenlenen arazi kadastro paftası, 134 ada 2 ve 3 sayılı parselleri dıştan çevreleyen komşu parsellerin dosyada bulunmayanlarının kadastro tesbit tutanakları ve var ise tesbitlerine esas alınan tapu ve vergi kayıtları (tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm malik, sınır ve miktar değişikliklerini gösterecek biçimde genel
müdürlük ve yerel tapu idaresinden) getirtilmeli, aynı tapu kaydı esas alınarak tesbit edilen 134 ada 2 ve 3 sayılı parsellere ilişkin derdest dava dosyaları birleştirilmeli; çekişmeli parselin ... adına orman rejimi dışına çıkartılan yer olduğu iddia edildiğinden, davacı tarafa davayı ...ye yaygınlaştırıp taraf oluşturulması için olanak tanınmalı; bundan sonra önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritalar ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli; davacı ... ...nin tutunduğu tapu kaydı, vakıf senedi ve davalı gerçek kişinin tutunduğu vergi kayıtları yeterince yaşlı bilirkişiler yardımıyla uygulanmalı, yerel bilirkişi sözleri komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, kadastro tesbitine aykırı durumlarda, tesbitteki yerel bilirkişilerin beyanlarına başvurulmalı, vakıf senedi ve vergi kayıtlarındaki bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların göstereceği tanıklar dinlenmeli, vakıf senedi ve tapu kayıtlarının kapsamı tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, fen elemanı bilirkişiye tapu uygulamasını gösterir ayrı renkteki kalemlerle işaretli detaylı kroki tanzim ettirilmeli, Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1991 gün ve .../...-... sayılı kararının taraf olmayan davalı gerçek kişiyi ve ... ... bağlamayacağı dikkate alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulmasının ardından ... davaya dahil edilmiş, davaya dahil edilen ...18.06.2004 tarihli dilekçesi ile taşınmazın kesinleşen orman sınırları içindeyken kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... adına tapulu yer olduğu iddiasıyla tespitin iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, asli müdahale talebi mahkemece kabul edilmiş ve yapılan yargılama sonucunda birleştirilen .../... Esas sayılı dosyada davacı ... ... açmış olduğu davanın reddine, .../... Esas sayılı ana dosyada davacı ... ...nün açmış olduğu davanın kabulü, müdahil ...nin açmış olduğu davanın reddi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 134 ada 2 sayılı parselin davalı adına olan tespitinin iptali ile ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, kurulan hüküm birleştirilen dosya davacısı ... ... ile asli müdahil - dahili davalı ... vekilleri ve davalı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 ve 1990 yıllarında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi raporuna göre, mahkemece, asıl davada davacının davasının kabulü, asli müdahil ...nin davasının reddi ile birleştirilen davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, birleşen dosyanın numarası .../... olmasına rağmen, hükmün birinci paragrafında .../... olarak yazılması ve Kadastro Kanununun 36/A maddesinde yer alan "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" şeklindeki hükme rağmen, ana dosyada davalı ... ... ve dahili davalı ... aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmolunması doğru değil ise de, belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek
onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının birinci paragrafındaki “2002/34” ibaresinin “2002/49” olarak tashihine ve beşinci ve altıncı paragrafların hükümden çıkarılarak, yerine “3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve aynı madde uyarınca davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 11/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.