MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

I-Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 06.09.2012 gün ve 2012/31804 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın işyerinin 30.07.2012 gününde mühürlenmesine rağmen 17.08.2012 günü yapılan kontrolde mührü fek ederek faaliyetine devam ettiğinden bahisle dava açıldığı halde, suça konu 17.08.2012 günlü fek tutanağının dosya arasında bulunmadığının ve katılan... Belediye Başkanlığının 28.08.2012 günlü yazısından sanık hakkında 22.08.2012 tarihinde ikinci bir fek tutanağı düzenlendiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından; öncelikle suça konu 17.08.2012 günlü fek tutanağının dosya arasına getirtilerek incelenmesi, katılan kurumdan 22.08.2012 ve 17.08.2012 günlü mühür fekki tutanakları ile ilgili başkaca soruşturma yürütülüp yürütülmediği, dava açılıp açılmadığı sorularak, tevzi bürosundan da sanık hakkında mühür bozma suçundan açılmış başka davalar bulunup bulunmadığı sorulup varsa bu dosyalar da duruşmaya getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, aksi halde özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, iddianameleri ile bu davayı ilgilendiren tüm delillerin onaylı birer suretlerinin dosya arasına konulmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-5271 sayılı CMK"nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, davanın dayanağı olan iddianame ile 17.08.2012 tarihli fek tutanağına istinaden kamu davası açıldığı, hükme esas alınan 22.08.2012 tarihli fek tutanağına ise iddianame anlatımında yer verilmediği cihetle, bu tutanakla ilgili açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden açılmayan davadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
III-Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nun 53/3. fıkrası gereğince 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.