Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/326
Karar No: 2019/1723
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/326 Esas 2019/1723 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/326 E.  ,  2019/1723 K.

    "İçtihat Metni"

    DAVA TÜRÜ : İstihkak
    MAHKEMESİ : ... 11. İcra Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 11. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı alacaklı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı alacaklı vekili, 24.06.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete satılan malların haczedildiğini, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında muvazaalı satış işlemi yapıldığını, her iki şirketin aynı adreste birlikte faaliyet gösterdiklerini, haciz adresinin tüm çalışanları, doktorları ve hemşireleri ile birlikte üçüncü kişi şirkete devredildiğini, üçüncü kişi şirketin tek ortağının borçlu şirketin eski çalışanı olduğunu, bu nedenle borçlunun mali durumunu ve ızrar kastını bilebilecek durumda olduğunu öne sürerek, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkili firmanın kurucusunun borçlu şirketin eski doktor çalışanı olduğunu, işyeri devrinin söz konusu olmadığını, birçok yeni demirbaşın yanı sıra doktor ve personelin işe alındığını, yeni demirbaşlara ek olarak ihtiyaç duyulan eksik malzemelerin borçlu şirketten 13.01.2014 tarihli faturalarla satın alındığını, yine kalifiye eleman ihtiyacı sebebiyle borçlu şirkette daha önceden çalışanların da işe alındığını, işyeri devri veya danışıklı işyeri devrinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu şirket usulüne uygun tebligata rağmen yasal süre içinde cevaplarını bildirmediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; hükme esas alınan bilirkişi raporları uyarınca davalı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında muvazaalı işleme dayalı herhangi bir belge ve faaliyete rastlanmadığı, bu yönü ile mahcuzların üçüncü kişi şirkete ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 31.10.2018 tarihli ve 2018/918 Esas, 2018/2150 Karar sayılı kararı ile; davalı üçüncü kişi şirketin tek ortağı ..."in davalı borçlu şirkette uzman doktor olarak çalıştığı, borçlu şirketin ortaklarından olmadığı, SGK kayıtlarına göre, davalı üçüncü kişi şirket ile davalı borçlu şirketin sağlık kuruluşlarında çalışan doktorların bir kısmı aynı ise de, şirket çalışanlarının tamamının aynı olmadığı, ... Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün 23/12/2014 tarihli yazısına göre, özel sağlık kuruluşlarının devirlerinin iki şirket arasında sözleşme yapılsa bile idarece kabul edilmeden geçerli olmadığı, kadroların devrinin ise çalışan kişilerin devri değil, kuruluşa ait doktor kadrolarının sayısını ifade ettiği, haciz adresinin davalı borçlu şirket tarafından kiralanmasına ilişkin sözleşmenin 26/11/2013 tarihinde feshedildiği, davalı borçlu şirketin kiralananı 26/12/2013 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt ettiği ve aynı yere ilişkin olarak davalı üçüncü kişi şirket ile kiraya verenler ... arasında 31/12/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiği, davalı üçüncü kişi şirket tarafından sağlık kuruluşunda kullanılacak bir kısım malların davalı borçlu şirketten satın alınarak bedelinin ödendiği, bir kısım malların ise farklı kişi ve kuruluşlardan satın alındığı, takip borçlusu şirket ile davalı üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunun ve muvazaalı devir yapıldığının kesin olarak ispatlanamadığı, davalı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı adreslerinin 31/12/2013-06/02/2014 tarihleri arasında aynı olmasının, muvazaayı ispata yeterli kabul edilemeyeceği, bilirkişi kurulu raporunun hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu, Mahkemece maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı alacaklı vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    Dosya içerisindeki bilge ve belgelere göre; her ne kadar borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri haciz adresinde tebliğ edilmemiş ise de; üçüncü kişi şirketin 31.12.2013 tarihinde haciz adresinde kurulduğu,borçlu şirketin ise 24.01.2014 tarihinde haciz adresinden taşındığı, bu bilgilere göre her iki şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde belli bir süre birlikte faaliyet gösterdikleri, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olan doktor ..."in borçlu şirket çalışanı iken üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihinden sonra 31.01.2014 tarihinde işten ayrıldığı,borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasındaki demirbaş satımına ilişkin fatura tarihleri 13.01.2014 olup 18 adet faturanın toplam tutarının 941.008,46 TL olduğu, SGK kayıtları uyarınca borçlu şirketçe 29.01.2014 tarihinde haciz adresi tıp merkezinin üçüncü kişi şirkete devredildiğinin beyan edildiği, üçüncü kişi şirketin 02.02.2014 tarihi itibarıyla toplam 31 çalışanı olduğu, bu çalışanlardan 25 tanesinin 31.01.2014 tarihinde borçlu şirketten çıkışlarının yapılıp 01.02.2014 tarihinde üçüncü kişi şirkette çalışmaya başladıkları, yine üçüncü kişi şirket bünyesinde çalışan 44 doktordan 15 tanesinin öncesinde borçlu şirkette çalıştıkları, haciz adresine ilişkin olarak üçüncü kişi adına düzenlenen 26.03.2014 tarihli ruhsatnamede yazılı olan telefon numarasının borçlu şirket tarafından üçüncü kişi şirkete kesilen faturalar üzerinde borçlu şirket telefon numarası olarak yer aldığı anlaşılmıştır.
    Bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz.
    İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davalı üçüncü kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenlerle Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi