17. Ceza Dairesi 2016/14228 E. , 2018/14620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, sanığın dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II-Sanık ...hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.11.2016 gün, 2016/950 Esas ve 2016/436 Karar sayılı kararıyla, 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h, 143. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle yargılanan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmasına gerek olmadığına karar verildiği, bu nedenle zorunlu müdafii atanmasının gerekli olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-TCK"nın 142/2-h ve 143. maddelerine göre, belirlenen 7 yıl 6 ay hapis cezası aynı Yasa"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilirken sonuç cezanın 6 yıl 3 ay hapis cezası yerine 6 yıl 5 ay hapis cezası olarak fazla hesaplanması,
2-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "6 yıl 5 ay" yazan kısımların çıkarılarak yerine "6 yıl 3 ay" yazılması ve TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına” cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.