3. Hukuk Dairesi 2014/1179 E. , 2014/8533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2011/30-2013/288
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Her ne kadar, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de, temyize konu miktar gözetildiğinde, duruşma isteminin reddine karar verildi.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının Karayel İş Merkezinde alt kapağı mühürsüz ve idareye kaydı olmayan sayaçtan sözleşme yapmadan kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, kullanılan elektrik bedelinin 15.423,24 TL, gecikme zammının 328,02 TL, KDV"sinin 59,06 TL olmak üzere toplam 15.810,32 TL olduğunu, bu bedelin ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy 10.İcra Müdürlüğünün 2009/21809 Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın haksız ve yersiz açıldığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, aleyhine kaçak elektrik kullanmak suçundan açılan kamu davalarında müvekkilinin beraat ettiğini, suça konu yeri davalının 07.12.2007 tarihinde sattığını, elektrik bedelinden sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, Bakırköy 10.İcra Müdürlüğünün 2009/21809 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 15.423,24 TL asıl alacak ve 328,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.751,26 TL üzerinden kaldırılarak takibin bu miktar üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı hakkında 06.08.2009 tarihinde idareye kayıtsız mühürsüz sayaçla elektrik kullandığı tespitiyle kaçak tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davalı taraf suça konu yeri 07.12.2007 tarihinde sattığını beyan etmiştir. Davalı hakkında 06.08.2009 tarihli kaçak tespit tutanağı nedeniyle Eyüp 6. Asliye Ceza Mahkemesinde elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan ceza davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda sanığın tutanağın tutulduğu adresteki yeri 2007 yılında sattığı bunun tapu kaydı ve tanık beyanları ile doğrulandığı, sanığın atılı suçu işlemediği anlaşıldığından beratine karar verilmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK"nun 74 maddesinde "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." hükmü yer almaktadır. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet ve suçun sanık tarafından işlenmediğine dair aklama kararları ile eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Ceza Mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın maddi nedensellik bağını tespit eden kesinleşmiş hükmünün, hukuk hakimini bağlamasına 6098 sayılı TBK"nun 74. maddesi engel değildir.
Mahkemece, davalının suça konu yeri sattığı, fiili kullanıcı olmadığı savunması ve ceza mahkemesinin kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, davalının fiili kullanıcı olduğu kabul edilerek bilirkişi tarafından belirlenen kaçak kullanım bedelinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.