3. Hukuk Dairesi 2014/1173 E. , 2014/8535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2012
NUMARASI : 2010/130-2012/314
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının süresi içinde müvekkili müesseseye elektrik sarfiyatına ilişkin borcunu ödemediğini, Şanlıurfa 2.İcra Müdürlüğünün 2009/6691 Esas nolu dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %27 avans faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %40 dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, adına kayıtlı bulunan söz konusu aboneye yüksek oranda elektrik faturası gelmiş olduğundan dolayı borcu bu şekilde ödeme imkanının olmadığını, mahkemece elektrik faturasının belirlenmesini ve belirlenen bu miktar üzerinden borcunu taksitlerle ödeyeceğini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun Şanlıurfa 2.İcra Müdürlüğünün 2009/6691 Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının 35.309,53 TL asıl alacak 4.773,49 TL gecikme zammı ve 850,23 TL gecikme zammı KDV"si yönünden İPTALİNE, icra takibinin 35.309,53 TL asıl alacak 4.773,49 TL gecikme zammı ve 850,23 TL gecikme zammı KDV si yönünden devamına, 35.309,53 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, dava ve takibin dayanağı davalı adına kayıtlı sulama tesisi aboneliğine ait ödenmemiş 17 adet elektrik tüketim tahakkuk bedellerinden kaynaklanmaktadır. Davacı icra takibinde, asıl alacak yanında 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı talep etmiştir. Mahkemece, yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği"nin 50.maddesi gereğince davacının ödenmemiş 17 adet faturadan sadece ilk ikisi için 6183 sayılı yasada belirtilen oranları aşmayacak oranlarda gecikme zammı talep edebileceği diğer faturalar için gecikme zammı talep edemeyeceği gerekçesiyle hüküm tesis edilmiştir.
Uyuşmazlık; zamanında ödenmeyen elektrik faturalarından dolayı tarife, yönetmelik ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince davacının elektriği kesmesi gerekirken kesmemesi nedeniyle davacının ana tüketim bedeli ile faiz ve gecikme zammından sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderecek meri mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır.
09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26. maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50. maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.
25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.
01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmî Gazete ile 24/2. maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2. maddesine göre; “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 04/10/2000 tarihli Elektrik Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesinde davacının elektriği kesmesi gerekirken kesmemesi nedeniyle davalının ana tüketim bedeli ile faiz ve gecikme zammından sorumlu olup olmayacağı noktasında herhangi bir hüküm yer almamaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 30. maddesine göre; yargılamaya hakim olan ilkelerinden birisi de usul ekonomisi ilkesidir.
Katip.YKÇ.(2731)
Karşılaştırıldı: AZ - MŞ
Karşılaştırıldı: HB - HH ./..
-3-
ESAS NO : 2014/1173
KARAR NO : 2014/8535
Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden sorumludur. Davalının; elektrik tüketimine esas faturalarını ödememesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı veya işleyecek yasal faizden müterafik kusuru nedeniyle indirimi gerektirir. Aksine düşünce davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da yukarıda bahsedilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle dosyanın bilirkişi kuruluna verilmesi, yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenerek, bu tarihe kadar olan asıl alacak ve işlemiş faizden oluşan borcun tamamının; bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı için işlemiş faizden indirim sağlayacağı gözetilerek asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının hesaplatılması hususunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının 17 adet faturadan sadece ilk ikisi için 6183 sayılı yasada belirtilen oranları aşmayacak oranlarda gecikme zammı talep edebileceği diğer faturalar için gecikme zammı talep edemeyeceği gerekçesiyle hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.