20. Hukuk Dairesi 2015/5317 E. , 2016/1713 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...ilçesi, ... köyünde bulunan yaklaşık 15 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;
... ili, ....ilçesi, Kayalar ...köyü, ... mevkii, Doğusunda; ..., Kuzeyinde; ...varisleri, Batı ve Güneyi; ...Devlet Ormanı ile çevrili 17/05/2012 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 6321,13 m² miktarlı yerin kısmen bahçe ve fındıklık niteliğiyle davacı H.. Ö.. adına TMK"nın 713/1. maddesi gereği tesciline,
Aynı krokide davacı tarafından talep edilen kesik çizgiler ile belirtilen kısmın Hurmalık Devlet Ormanı sahası içinde kaldığından, bu kısma ilişkin davacının ve davalı Hazinenin tescil talebinin reddine (zaten devlet ormanı içerisinde bulunduğundan bu kısma ilişkin Hazinenin tescil isteği konusunda karar verilmemiştir),
karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından davacı adına tescile karar verilen (A) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.11.2013 gün ve 2013/8299-9850 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece yapılan keşifte dinlenen orman, ziraat ve yerel bilirkişiler, çekişmeli yerin % 50-60 eğimli olup, davacı tarafından otlak olarak kullanıldığını, üzerinde orman bitki örtüsü bulunmadığını, 1959 yılı memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olduğunu açıklamışlardır. Dava konusu taşınmazın davacı tarafından otlak olarak kullanıldığı söylenmiş, ancak ne şekilde kullanıldığı tam olarak açıklanmamıştır. Sadece hayvan otlatılarak kullanılan yerlerdeki zilyetlik, ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığından hukuken korunamaz. Bu nedenle, ziraat bilirkişi, mahallli bilirkişi ve tanıklarla tekrar keşif yapılarak, taşınmazın davacı tarafından ne şekilde kullanıldığı araştırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklara zilyetlik durumu ayrıntılı olarak açıklattırılmalı, davacının ekip-biçmek gibi bir zilyetliği olup olmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, kaç yıl önce imar ve ihya edildiği ve tarımda kullanılıp kullanılmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyünde fen bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 6321,13 m2 miktarlı taşınmazın bahçe ve fındıklık niteliği ile davacı adına tapuya tesciline, aynı krokide davacı tarafından takip edilen kesik çizgiler ile belirtilen kısmın ... Devlet Ormanı sahası içinde kaldığından davacının ve davalı ... tescil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 28/08/1992 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda temyize konu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.