3. Hukuk Dairesi 2014/1084 E. , 2014/8708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIRŞEHİR AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2013/275-2013/633
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2001 yılında boşandıklarını, boşanma ilamıyla müvekkili lehine aylık 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, aradan geçen zaman zarfında ödenmekte olan nafakanın müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; aylık 50,00 TL olarak ödenmekte olan nafakanın aylık 750,00 TL"ye çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; aylık 250,00 TL artırımla nafakanın aylık 300,00 TL"ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Bu yasal düzenleme gereğince nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
Hakim, yoksulluk nafakasının miktarını tayin ederken, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü eski kocanın gelir durumu arasında oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. Takdir edilecek nafaka miktarı, TMK"nın 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesine de uygun olmalıdır.
Somut olayda dosya içeriğinden; tarafların 2001 yılında boşandıkları, tarafların müşterek kızlarının davacı ile birlikte yaşadığı, davacı kadının ev hanımı olduğu, nafaka dışında her hangi bir gelirinin bulunmadığı, aylık 400,00 TL kira ödediği, kanser tedavisi gördüğü; davalı eski kocanın ise emekli olduğu, aylık 1.200,00 TL emekli maaşı aldığı, bunun dışında bir markette müdür olarak çalıştığı, aylık 1.500,00-2.000,00 TL arasında değişen ek gelirinin olduğu, annesine ait evde yaşadığı, kira giderinin bulunmadığı, nafakanın takdir edildiği tarihle eldeki artırım davasının açıldığı tarih arasında 12 yıl geçtiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; nafakanın niteliği, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim, TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı, nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu ve TMK"nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi nazara alınarak daha yüksek oranda nafaka hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan; kural olarak yargılama giderleri, davada haksız çıkan tarafa yükletilir. (HMK m. 326/1; HUMK m. 417/1 c.l) Bir davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, mahkemece, yargılama giderleri, haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırır. (HMK m. 326/2; HUMK m. 417/1 c.2) Ancak iki tarafın da kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin hüküm, nafaka davalarında uygulanmaz.
Bu bağlamda mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yukarıda belirtilen ilke göz ardı edilerek yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.