Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11914
Karar No: 2016/1744

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11914 Esas 2016/1744 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11914 E.  ,  2016/1744 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili Av.... 18/08/2011 (harçlandırma) tarihli dava dilekçesi ile vekil edenin ... mahallesi 35 parsel sayılı taşınmazın ... adına tescilli 252/9187 hissesini 08/04/2008 tarihinde satın aldığını, ancak, tapudaki hissenin gerçek hak durumunu yansıtmadığını, müvekkiline satılan hissenin gerçekte 252/9187 olmayıp 252/122500 hisse olduğunu belirterek tapu kadının düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davacı ... vekili Av.... 09/01/2009 tarihli ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesi ile vekil edenin ... mahallesi 35 parsel sayılı 122.500,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 3360,18 m²"sine isabet eden ... adına tescilli 252/9187 hissesini 08/04/2008 tarihinde satın aldığını, bazı söylentiler üzerine tapuda yaptıkları araştırmada tapudaki hisselerin gerçek payı göstermediği, tapu sicilinin 1995 yılında yanlış tutulduğunu müvekkilinin hissesine isabet eden taşınmazın 3360 m² olmayıp 252 m² olduğunun ortaya çıktığı, tapu siciline güvenerek yer satın alan davacının zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.100,00.- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...den tahsilini dava etmiştir.
    Davalı ... ve ... vekili, hatalı yapıldığı iddia edilen işlemde ...nin kusuru olmadığı gibi zararında oluşmadığı iddiasıyla talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
    ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/10/2011 gün ve 2009/12 - 409 sayılı kararıyla dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, yetkisizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/749 Esasına kaydı yapılmış ve aradaki bağlantı nedeniyle yukarıda anılan dosya ile birleştirilmiştir.
    Yargılama sırasında davacı vekili 20/10/2010 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle tazminat miktarını 77.704,50.- TL’ye yükseltmiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, ... mahallesi 35 numaralı parselin dava olunan 257/9187 hissesinin 252/122500 olarak düzeltilmesine, birleştirilen 2011/749 Esas sayılı dosyada davanın kabulüne, 77.704,05 TL tazminatın 7.100,00 TL’sine dava tarihinden, 70.705,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiş, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2013/14983 - 24336 sayılı ilâmıyla kısmen bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle “Cebri İcra suretiyle yapılan satış sonucu alıcının satın aldığı 252 m2"ye göre taşınmazın tamamının yüzölçümü olan 122.500 m2 üzerinden 252/122.500 pay verilmesi yerine; satışa konu hisse miktarı olan 9.187 m2 üzerinden verilen 252/9187 payının tapuya tescili sonucu hatalı pay dağılımı yapıldığı ve bu hata sonucu gerçekte 252 m2 olması gereken payın karşılığının tapuda 3360,18 m2"ye tekabül ettiği ve davacının da hatalı tescil edilen payı satın almak
    suretiyle zararının oluştuğu anlaşılmakla tapuda hatalı olan payın düzeltilmesi doğru olduğu gibi, 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davalı ... yönünden tazminatın tahsiline ve tapuda hatalı olan payın düzeltilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
    1) Tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle oluşan zararlardan ... sorumlu olup, ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi,
    2) Dava konusu taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu araştırılıp niteliği belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılan keşif sonucunda arazi vasfında ise gelir metoduna göre, arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerinin tespiti için alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönteme uyulmadan değer biçen geçersiz rapora göre hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur.
    Bozma ilâmından sonra davacı vekili, mahkemenin 2015/128 Esasına kaydedilen, 11/03/2015 tarihli dilekçe ile 35 parsel sayılı taşınmazın m² değerinin Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davada 36,47.- TL olarak belirlendiği, bu değere göre kayıp hissesinin değerinin 113.354,00.- TL olduğu, daha önce ıslah ile birlikte talep ettikleri 77,704.-TL düştüğünde bakiye 35.649.- TL tazminat alacağına ilk dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ...den tahsiline yönelik açtığı dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Mahkemece; dava konusu taşınmazda davacıya ait hisse oranının düzeltilmesi hususunda mahkemece verilen ilk karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen 2011/749 sayılı dosyada davalı ... aleyhine açılan davanın davalı sıfatı yokluğundan reddine, birleştirilen 2011/749 ve 2015/128 sayılı dosyalarında ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 7.100,00.- TL tazminatın birleşen 2011/749 sayılı dosyada dava tarihi olan 21/11/2011 tarihinden itibaren, 70.705,00.- TL tazminatın birleşen dosyada ıslah tarihi olan 20/10/2010 tarihinden itibaren, 35.548,76.- TL tazminatın 2015/128 sayılı dosyada dava tarihi olan 09/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...den alınarak davacıya verilmesine, davacının birleştirilen 2015/128 sayılı dosyadaki fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu sicilinin düzgün tutulması nedeniyle uğranılan zararın TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine yöneliktir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında değerlendirmenin zararın oluştuğu tarih itibariyle yapılması gerekir. Somut olayda, davacının hatalı tescil edilen payı 08/04/2008 tarihinde satın aldığı ve bu tarihte zararının oluştuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; 08/04/2008 tarihi itibariyle gerçek zarar belirlenip buna göre hüküm kurulması gerekirken, dava tarihine göre değerlendirme yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yüksek bedele hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...nin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 16/02/2016 günü oy çokluğu ile karar verildi.

    (Karşı Oy)

    K A R Ş I O Y Y A Z I S I

    Davacı 08/04/2008 tarihinde ... mahallesi 35 parsel sayılı taşınmazın 252/9187 payını ..."dan 2000.- TL. bedel karşılığında satın almıştır. Daha sonra tapu kaydında yanlışlık
    -3-
    2015/11914 - 2016/1744

    yapıldığına dair söylentiler duyduğunu, araştırmalar yaptığını beyan ederek, tapu kaydında paylarda yanlışlık yapıldığının anlaşılması üzerine payının düzeltilmesi için dava açmış, akabinde de payının azalması nedeniyle TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talep etmiştir. (Davacının tapu kaydındaki payın düzeltilmesine ilişkin talebi kesinleştiğinden bu konu temyiz kapsamı dışındadır.)
    Davacı 08/04/2008 tarihinde taşınmazdan 252/9187 payı resmî senede göre 2000.- TL"ye satın almış, daha sonra bu pay 252/122500 paya inmiştir. Davacının tapu kütüğünün tutulmasından dolayı uğradığı zararın tazmini gerekir. Bu zarar somut olayda davacının fazla ödediği satış bedelidir. Davacı dava dilekçesinde veya yargılama sırasında taşınmazı daha yüksek bedelle satın aldığını iddia etmemiştir. Kaldı ki, kimse üçüncü kişilere karşı kendi muvazaasına dayanamaz. Zarar kişinin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilme olup, davacının mal varlığındaki eksilme fazladan ödediği satış bedelidir. Taşınmazın değerinde satın aldığı 08/04/2008 tarihi ile davanın açıldığı 09/01/2009 tarihi arasındaki dokuz aylık dönemde taşınmazın değerini fevkalade artıracak bir durumda söz konusu değildir. Davacının ödediği bedelin dava tarihine güncellenerek ve payının eksilmesi nedeniyle uğradığı zarar satış bedeline oranlanarak tazminata hükmedilmesi kanaatinde olduğumdan, 2008 yılının Nisan ayında 2000.- TL. bedel ile satın aldığı payın kayden eksilmesi nedeniyle 2009 yılında açılan bu davada eksilen payın değerinin 77.704.- TL. olarak belirlenip bu miktar tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
    Mahkeme kararının yukarıda açıkladığım gerekçe ile bozulması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi