14. Hukuk Dairesi 2015/4275 E. , 2016/6305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.08.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasa dayanan ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 255 ada 11, 42, 45, 47, 7 ve 78 sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksimi, mümkün olmadığı takdirde satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini, 255 ada 78 sayılı parselde kayıtlı olan taşınmazda müvekkillerinden ...’ın 21.000 TL harcayarak bir inşaata başladığı, bu kısmın aynen taksim halinde ...’a verilmesi gerektiği, nakten taksim durumunda ise bedelin diğer paydaşlardan alınarak ...’ın payına eklenmesini talep etmiştir.
Dava, ortaklığın giderilmesine ilişkindir
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu olan taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, dava konusu taşınmazlardan 255 ada 42 parsel üzerindeki yarım inşaat bedelinin payları oranında diğer maliklerden alınarak davacı ...’a verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı ..."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet
ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, dosya içerisindeki ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre ortaklığın giderilmesine karar verilen dava konusu taşınmazlarda toplam değeri 21.733,09 TL olan muhtelif meyve ağaçlarının mevcut olduğu belirlenmiştir. Maliklerden ... aşamalarda ve temyiz dilekçesinde bu ağaçların kendisine ait olduğu, kendisi tarafından yetiştirildiğini belirtmek suretiyle muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Bu durumda mahkemece öncelikle bu paydaş ile diğer malikler arasında meyve ağaçları konusunda çekişme bulunup bulunmadığı araştırılarak muhdesat çekişmesi mevcut olduğu belirlendiği takdirde davacıya bu hususta dava açmak üzere süre verilerek bu konunun bekletici mesele yapılması gerekir.
Muhdesat çekişmesi söz konusu değilse Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda oran kurularak satıştan elde edilecek bedelin de buna göre dağıtılması gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.