İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ... ve ... ile davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1981 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 2137 parsel sayılı 137.250 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ocak 1964 tarih 35, 36 ve 37 sıra nolu tapu kayıtları, 1936 tarih 503, 505, 506, 508, 510, 513 ve 517 yazım numaralı vergi kayıtları uygulanarak bağ ve tarla niteliği ile davalıların miras bırakanı ... oğlu ... ... adına tespit edilmiştir.
... ..., 2137 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu; ... ise, taşınmazdaki bağın 06.09.1954 tarih 19 sıra nolu tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı yönündeki itirazları üzerine kadastro komisyonunca tutanak aslı ve ekleri yetkisizlikle kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece; ... ... ve ... davasının reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline yönelik verilen karar Dairenin 14.04.1993 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı ilâmıyla araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Bozma sonrasında ... ... 09.12.1993 havale tarihli dilekçe ile taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacıların ve katılanın davasının reddine taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacılar ... ... ve ... tarafından temyizi üzerine Dairece 2. kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21.11.2005 gün .../... E. - .../.. K. sayılı bozma kararında özetle: “...hükme dayanak yapılan orman raporunun, tapu ve vergi kayıtlarının uygulamalarının yetersiz olduğu, tespite esas alınan tapu kayıtlarının tescil ilamı yoluyla 1964 yılında oluştuğu, kadastro tespitinin ise 1981 yılında yapıldığı, tapuların oluşum tarihi ile tespit tarihi arasında 20 yıllık kazanım süresinin bulunmadığı, davalılara ait vergi kayıtları ve tapu kayıtlarının değişir sınırlı olup toplam miktarlarının 38.610 m² olduğu, çekişmeli taşınmazın ise 137.250 m² yüzölçümlü olduğu, bu sebeple yöntemine uygun şekilde orman araştırması, tapu ve vergi kayıtlarının uygulamasının yapılması, tescil tapularının 3402 sayılı Kanunun 20/A ve 20/C maddeleri uyarınca kapsamlarının belirlenmesi, tescil ilâmında ... ve ... ... taraf ise, kesin hükmün gözetilmesi, tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli kapsamının tespit edilip, asıl taşınmazın kapsamı orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığının kabul edilmesi ....” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra ... .. davasının reddine, Hazinenin davasının kısmen kabulüne, katılan ... ..."nın davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 27.08.2014 havale tarihli rapor ve krokide (D2), (E2), (E3) ve (G2) ile işaretlenen sırasıyla 1.705,739 m², 574,062 m², 2.683,83 m² ve 6.184,376 m² yüzölçümlü kesimlerinin ham toprak niteliği ile Hazine adına, (K) ve (L) işaretlenen sırasıyla 19.201,092 m² ve 5.093,225 m² yüzölçümlü bölümlerinin katılan adına, (A), (B), (C), (D1), (E1), (H) ve (G1) ile işaretlenen sırasıyla 14.675,222 m², 5.069,652 m², 5.582,134 m², 5.833,500 m², 10.262,562 m², 20.211,133 m², 8.341,248 m² ve 32.032,233 m² yüzölçümlü kesimlerinin ... ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... tarafından taşınmazın tamamı yönünden, ... tarafından (A), (B), (C), (D1), (E1), (H), (G1), (K) ve (L) ile işaretlenen bölümler yönünden, davalılar tarafından ise (D2), (E2), (E3) ve (G2) ile işaretlenen kesimler yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, ... harç alınmasına yer olmadığına 16/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.