20. Hukuk Dairesi 2016/434 E. , 2016/1769 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2008 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... mahallesi, 113 ada 1 parsel sayılı 472.444,11m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle ... adına tespit edilmiş, itiraz edilmediğinden 31.10.2008 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... ..., ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, zilyetliğe tutunularak 10 yıllık süre içinde dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.04.2014 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [...mahkeme kararından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas - 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verildiği, kararın 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girdiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1/3/2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak ... hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirildiği, getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabileceği, eldeki davanın 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açıldığı, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi...] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 09.07.2014 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile işaretlenen 33.554,88 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptal edilerek, davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve kadastro öncesi hukuksal nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılıp eldeki dava sebebiyle kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın temyize konu (A) harfi ile işaretlenen kesiminin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16.02.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.