11. Hukuk Dairesi 2015/7729 E. , 2016/2183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/02/2015 tarih ve 2014/1165-2015/93 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin borçlusu dava dışı ..."den olan alacağının tahsili için yapılan takipte, dava dışı borçlunun taşınmazına haciz konulduğunu, satış hazırlıkları içindeyken, taşınmaz üzerinde birinci sırada limit ipoteği bulunan davalının, bu ipotekli alacağını, taşınmazda müvekkilinin alacağından sonraki sırada haczi bulunan dava dışı ... Sis. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti"ye temlik ettiğini, bilahare temlik alacaklısı dava dışı şirketin temlikli alacağına dayanarak yaptığı icra takibinde taşınmazı satışa çıkararak alacağına mahsuben satın aldığını, dava dışı ..."in gerçek borcundan çok daha yüksek bir rakamla temlik edilmesi sebebiyle işlemin muvazaalı olduğunu, davalının yasa ve gerçek dışı temlik işlemi sonucu alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, 1.000,00 TL belirsiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı Banka"nın dava konusu taşınmazın satışı tarihinde alacağını dava dışı şirkete temlik etmiş olup, alacaklı sıfatını haiz olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, muvazaa nedenine dayalı tazminat olup, davacı kendi alacağının tahsilini engellemek amacıyla davalı ile dava dışı temlik alan ... Müh. Hiz. Bil. Sis. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu iddia ederek buna sebebiyet veren davalıdan alacağının şimdilik 1.000,00 TL"sinin tahsilini istemiş ise de davacı kendi alacağının miktarını bilebilecek durumda olduğu gibi gayrimenkulün icrada yapılan satış bedelini de bilmektedir. Bu nedenle, davacının 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesinde gösterildiği üzere, talebi belirlenebilir olduğundan, dava, belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı gibi, muvazaa hukuksal sebebine dayalı işbu davada husumetin muvazaanın taraflarına yöneltilmesi de gerekli olduğundan, davanın bu sebeplerle reddi gerekirken, davalıya husumet düşmeyeceği gerekçesiyle reddi doğru değil ise de, hükmün değişik bu gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan değişik bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞIOY-
Davacı, dava dışı ... aleyhinde ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1135 Esas sayılı dosyasında bonoya dayalı 100.000,00 TL alacağının fer"ileri ile birlikte tahsili istemi ile 07/11/08 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi yapmış, takibe konu alacak nedeniyle borçlunun ..."daki taşınmazı kayden haczedilmiş, taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi işlenmiştir.
Davalı Banka"nın aynı borçludan olan alacağı nedeni ile de 28/11/08 tarihinde banka lehine ipotek tesis edilmiş,
Banka alacağını, ... 4. Noterliği"nin 10/07/2012 gün 09788 Y. Nolu temliknamesi ile 221.487,00 TL tutar üzerinden dava dışı ... Müh. Hiz. Bilg. Sist. İnş. Taah. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti"ye temlik etmiştir.
Banka alacağını temellük eden ... Müh. Hiz. Bilg. Sist. İnş. Taah. Tur. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, temliknameye istineden ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4948 sayılı dosyasında 168.929,00 TL alacağın fer"ileriyle tahsili istemi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılmış, takip esnasında davacının alacağı nedeni ile haciz konulan ipotekli taşınmaz 220.000,00 TL bedelle 12.03.2013 tarihinde alacaklıya ihale edilmiştir.
... 1. İcra Müdürlüğü"nün 16.05.2014 günlü cevabı yazısında da bildirildiği üzere satış bedelinin ipotek alacaklısının alacağı karşılamaması nedeni ile sıra cetveli yapılmamıştır.
Davacı, davalı Banka"nın borçludan gerçek alacak miktarının 59.827 TL olmasına rağmen muvazaalı olarak temlikin 221.847,00 TL üzerinden yapıldığını, borçlunun temlik yapılan şirketin gizli ortağı olduğunu, temlik gerçek borç üzerinden yapılmış olması halinde satış bedelinden arta kalan kısmının sıra cetveli düzenlenerek kendisine ödenmesinin gerektiğini, oysa davalı Banka"nın muvazaalı olarak temlik bedelini 221.847,00 TL göstermek suretiyle tüm satış bedelinin temlik alacaklısına ödenmesini sağladığını, bu nedenle sıra cetveli düzenlenemediğini ve satış bedelinden kendisine para kalmadığını muvazaalı temlikle zarara uğratıldığını iddia ederk eldeki davayı açmıştır.
Gerek doktrinde, gerekse hemen hemen tüm yargıtay kararlarında bankaların güven kuruluşları oldukları vurgulanmakta, devlet debenkaları diğer denetim kurumlarının yanısıra özel olarak BDDK aracılığıyla denetlemekte, bankalarla ilgili özel ceza hükümleri koymakta ve bunlara benzer müesseselerde kamuya özellikle güvenilmesi istenen kuruluşlar oldukları lanse edilmektedir.
Bankaya olan güven arttıkça aynı oranda bankanın özen borcu da artmakta ve diğer tacirlere nazaran bütün hukuki ilişkilerinde daha özenli ve basiretli olmaları gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı Banka alacağının 59.827 Tl olmasına rağmen alacağın 221.847,00 TL olarak temlik edildiği gerçek alacak miktarının çok üzerinde 168.929,00 TL üzerinden takip yapıldığı şatış bedelinin temlik alacaklısının alacağını karşılamaması nedeniyle sıra cetveli düzenlenmediği ve kendisine muvazaalı temlik nedeniyle para kalmadığı, davalı Banka"nın temliki nedeni ile zarara uğratıldığı davalı tarafından iddia edilmektedir.
Bu halde taraf delilleri toplanmalı, davalı Banka"nın temlik tarihi itibari ile gerçek alacağı tesbit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Davacı, davalı Banka"nın eylemi ile zarara uğratıldığını iddia ettiğine göre davalıya husumet düşeceği izahtan varestedir.
Diğer taraftan, davacını alacak ve miktarı ancak temlik tarihi itibari ile davalı bankanın gerçek alacak miktarının yapılacak bilirkişi incelemeleri ve yargılama sonucunda ortaya çıkacağından, davacının Belirsiz Alacak davası açmasında da HMK 107 vd. maddelerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalıya husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde düzeltilerek onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.