3. Hukuk Dairesi 2014/451 E. , 2014/8901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2011/747-2013/373
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkillerinden Şinasi ve Fatma"nın müşterek çocuğu, Hatice"nin kardeşi olan Furkan"ın 28/08/2006 tarihinde davalılardan İSU Genel Müdürlüğünce yapılan yağmur suyu kanalizasyon inşaatı ve altyapı çalışmaları işini alan yüklenici firma diğer davalı Çukurova İnşaatın, davacıların sokağında kanalizasyon künkleri döşeme faaliyeti yaptığı sırada gerekli tedbirleri almaması sebebiyle, künklerin devrilmesi üzerine öldüğünü, davalıların ağır ihmal ve kusurları sebebiyle olayın meydana geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 1.000 TL tedavi gideri, Yasin Furkan"ın ölümü nedeniyle anne-babası ve kardeşi olan davacılar için ayrı ayrı 2.000 TL olmak üzere toplam 6.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile, destekten yoksun kalma tazminatı talebini davacı Fatma için 12.778,70 TL"ye, Şinasi için 11.685,38 TL"ye, Sude için 22.959,90 TL"ye, tedavi giderlerini de 2.116,00 TL"ye yükseltmiştir.
Birleşen Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/361-443 E.K. sayılı dosyasında meydana gelen olay nedeniyle davacılar Şinasi ve Fatma için ayrı ayrı 125.000 TL, kardeş Sude için 50.000 TL, büyük anne ve büyük baba için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 320.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilleri dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; 26.03.2010 tarih ve 2007/149 E. 2010/107 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile davacı Fatma için 12.778,70 TL, Şinasi için 11.685,38 TL, Sude için 22.959,90 TL maddi tazminat ve 2.116 TL tedavi gideri, davacı Fatma ve Şinasi için ayrı ayrı 50.000 TL, davacı Sude ve büyük anne ve büyük baba için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 27.09.2011 tarih ve 2010/8291 E. 2011/9658 K. sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar vermiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği de gözetilerek, davacı Fatma için 12.778,70 TL, davacı Şinasi için 11.685,38 TL tazminat ile 2.116 TL tedavi giderinin olay tarihinden yasal faiziyle davalılardan tahsiline, davacı Sude açısından destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine, davacı Fatma ve Şinasi için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmaktan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; İSU Genel Müdürlüğünün kanalizasyon ihalesini alan yüklenici Çukurova İnş. A.Ş. inşaat sırasında hiçbir tedbir almadan yol kenarına kanalizasyon baca betonlarını bırakmış ve burada oynayan olay tarihinde 9 yaşında olan davacıların çocuğu Furkan yıkılan betonlar altında kalarak hayatını kaybetmiştir.
Mahkemece her ne kadar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurmuş ise de yukarıda açıklanan olgular, yaşanan olayın özellikleri, ekonomik göstergeler ile tarafların gelir durumu nazara alındığında, davacılar Fatma ve Şinasi için takdir edilen manevi tazminat miktarından bozma ilamında belirtilen gerekçeler hatalı değerlendirilerek fazla indirim yapılması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.