3. Hukuk Dairesi 2014/7866 E. , 2014/9036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SELÇUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2012
NUMARASI : 2011/246-2012/139
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların murisi Mehmet Irmak arasında S.. ilçesi Z.. Mahallesi, .... parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını, aralarında adi yazılı ev satış sözleşmesi akdedildiğini, bu anlaşma kapsamında davalıların murisine 2.190 TL ve 17.000 DM ödemede bulunduğunu, bugüne kadar taşınmazın tapuda devrinin verilmediği gibi bedel iadesi taleplerinin de karşılanmadığını ileri sürerek, davacı tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde güncellenen bedelinin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin 09.01.1998 tarihinde yapıldığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini de belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davada dayanılan 09.01.1998 günlü sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, geçersiz olduğu, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağı, davacının geçersiz sözleşme sebebiyle davalıya verdiğini ancak haksız iktisap kuralları sebebiyle geri isteyebileceği, hukuken geçersiz sözleşmelerin, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilir iken ve denkleştirici adalet kuralı gereği iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve o biçimde iadeye karar verilmesi gerekli olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu"nun; 23.06.2004 gün ve E: 2004/4-371 K.- 2004/375; 18.04.2007 gün ve E: 2007/5-233- K: 2007/221; 04.03.2009 gün ve E: 2009/10-34- K: 2009/104; 04.11.2009 gün ve E: 2009/2-402 -K: 2009/484; 03.02.2010 gün ve E: 2010/4-4 - K: 2010/56; 22.12.2010 gün ve E: 2010/19-638 - K: 2010/694; 09.02.2011 gün ve E:2010/15-657 -K: 2011/49; 07.12.2011 gün ve E:2011/1-631 -K:2011/745 sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Mahkemece; gerekçeli karar başlığında gösterilen ve dava ile ilgisi olmayan şahıslar hakkında hüküm tesis edilerek hükümle sorumlu tutulmaları doğru görülmemiştir.
Ayrıca, sonradan ıslah ile artırılan miktar için faizin ıslah tarihinden başlatılması gerektiği gözetilmeden, kabul edilen tüm alacağa kısmi dava tarihinden geçerli olacak şekilde faiz yürütülmesi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.