21. Hukuk Dairesi 2018/5875 E. , 2019/51 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, maluliyet aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle maluliyet aylığı bağlanmasına, biriken aylıkların ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının malullük aylığı bağlanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali ile davacıya 01.10.2009 tarihinden itibaren aylık bağlanması,bağlanacak aylıkların ödenmesi gerektiği tarihten itibaren yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 10.01.2008, 02.07.2009 ,03.02.2014 tarihlerinde Kurumdan malullük aylığı için talepte bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 03.06.2009 tarihli yazısı ile çalışma gücünün 2/3 kaybetmediği tespit edildiğinden malulen emeklilik talebinin reddedildiği,02.11.2009 tarihli kararla sigortalının çalışma gücünün %60 ını kaybetmediğine karar verildiğinden talebinin reddedildiğinin 09.11.2009 tarihli yazı ile sigortalıya tebliğ edildiği, davacının,10.02.1994-31.10.1994 tarihleri arasında 101 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğu, 01.02.1999-30.01.2009 tarihleri arasında 9 yıl 11 ay 29 gün ve 10.07.2009-14.05.2014 tarihleri arasında olmak üzere 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı bulunduğu, prim borcu olmadığı anlaşılmaktadır. Yüksek Sağlık Kurulunun 27.10.2010 tarihli kararında çalışma gücünün 2/3"ünü kaybetmiş olduğundan malul sayılmasına,maluliyet başlangıcının ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji ABD nın 25.04.2008 tarihli raporu olduğuna karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 30.12.2013 tarihli kararında SS.Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri muvacehesinde beden çalışma gücünün en az 2/3 kaybettiği,maluliyetinin başlangıç tarihinin Mersin Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Nöroloji ABD nın 27.05.2008 tarihli raporunun düzenlendiği tarih olduğunun belirtildiği ve Adli Tıp Genel Kurulu 22.01.2015 tarihli kararında, beden çalışma gücünün en az 2/3 kaybettiği,maluliyetinin başlangıç tarihinin 27.05.2008 olduğunun bildirildiği görülmektedir.5510 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinde ; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
Somut olayda,davacının mahkemece maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilen 01.10.2009 tarihi itibariyle malul olduğunun tespit edildiği, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı bakımından malullük aylığı bağlanması şartlarını haiz olduğu görülmektedir. Ancak bozma ilamından sonra dosyaya giren bağ kur ekstresinde, davacının mahkemece aylık bağlanmasına hükmedilen tarihi de kapsayacak şekilde 10.07.2009-14.05.2014 arası Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kesintisiz devam ettiği, işini terketmediği buna göre 5510 sayılı Yasa"nın 26. maddesi (c) bendi hükümleri uyarınca aylık bağlanması koşulunun bulunmadığı görülmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/01/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.