1. Hukuk Dairesi 2015/6510 E. , 2015/7557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2015
NUMARASI : 2014/109-2015/302
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı Mamo Çetin"in malik olduğu 63 sayılı parselin tapu kaydında malik bilgisinin “Ahmet oğlu Mehmet Kızıl”, 167, 168, 169 170, 171, 306, 258, 439, 469 sayılı parsellerin tapu kayıtlarında ise “Ahmet oğlu Mehmet Çetin” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek nüfus kayıtlarına uygun şekilde “Ahmet oğlu Mamo Çetin” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Somut olayda; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazlardan 167 ila 171 parsel sayılı taşınmazlar ile 306 parsel sayılı taşınmazın 21.02.1962 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak tapulama tespitlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre 21.02.1962 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydı ile 2/3 hisse malikleri arasında yer alan Ahmet çocukları Hazna (Hezro), Fatma Çetin ve Memo (nam-ı diğer Mehmet) kardeş olup, paydaş olarak malik sütununda yer almışlar, Mehmet Çetin"in doğum tarihi de 1338 (1922) olarak belirtilmiştir. Aynı taşınmazların çap kayıtlarında ise edinim sebebi 13.06.2012 tarihinde intikalen tescil olarak yer almıştır.
Öte yandan dava konusu 63 parsel sayılı taşınmaz ise 02.04.1955 tarih ve 350 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak “Ahmet oğlu Mehmet Kızıl” adına tespit ve tescil edilmiş, doğum tarihi 1328 (1912) olarak belirtilmiştir. Senetsizden tespitleri yapılan dava konusu 439 ve 469 parsel sayılı taşınmazların çap kaydında edinim sebebi kadastro tespiti davalı veya komisyondan itirazlı yerlerin tescili şeklinde belirtilmiş, malikin doğum tarihi 1333(1917) olarak yazılmışken senetsizden tespit ve tescil edilen 258 parsel sayılı taşınmazın maliki Ahmet oğlu Mehmet ise 1323 (1907) doğumlu olarak geçmektedir.
Diğer taraftan mahkemece yapılan nüfus araştırması sırasında 1932 yılında doğup 2006 yılında ölen Ahmet ve Meryem oğlu Mehmet Kızıl olduğu, zabıta araştırmasında ise dava konusu taşınmazların maliki olduğu iddia edilen Mehmet “Kızıl” olan soyadının “...” olarak tashih edildiği tespit edilmiş, bu husus tanık beyanlarında da ifade edilmiştir.
Ne var ki mahkemece, tapulamaya esas dayanak tapu kayıtları ile intikalen tescile ve davalı veya komisyondan itirazlı yerlerin tesciline ilişkin dayanak belgeler getirtilmeden, Nüfus Müdürlüğü"nden tapulama tutanaklarındaki anlatım ile örtüşecek şekilde nüfus kayıtları istenip, kayıt maliki olduğu iddia edilen Mehmet hakkında soyadı tashihi yapılıp yapılmadığı sorulmadan ve tapulama tutanaklarında belirtilen farklı doğum tarihleri de esas alınarak araştırma yapılması istenmeksizin, nüfus kaydı tespit edilen Mehmet mirasçılarının dava konusu 63 parsel sayılı taşınmaz hakkında mülkiyet iddialarının olup olmadığı tespit edilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, "Ahmet oğlu Mehmet ” ve Ahmet oğlu Mehmet ” ile davacının mirasbırakanı “Mamo ”in aynı şahıs olup olmadıklarının duraksama yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, dayanak tapu kayıtları ile tescile esas tüm belgelerin getirtilmesi, ve bu kayıtlar ile örtüşecek şekilde nüfus kayıtlarının araştırılması, davacının mirasbırakanı Mamo (Mehmet) Çetin hakkında soyadı tashihi yapılıp yapılmadığının sorulması, dava konusu taşınmazların kayıtlarında malikin doğum tarihlerine ilişkin belirtmeler arasındaki çelişkinin giderilmesi, özellikle nüfus kaydı tespit edilen Ahmet ve Meryem oğlu Mehmet mirasçılarının duruşmaya çağrılarak mülkiyet iddialarının olup olmdığının sorulması, gerekirse mahallinde keşif yapılması, tüm bu araştırmalar sonucunda hasıl olacak neticeye göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere noksan soruşturma ile yetinilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; tapuda kayıt tashihi davalarında esas olan tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltimesi olup, kayıt maliki olduğu iddia edilen Mamo Çetin"in baba adı nüfus kayıtlarında “Ahmet Ali Emin Ali” olduğu halde “Ahmet oğlu Mamo ” olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.