1. Hukuk Dairesi 2015/1246 E. , 2015/7561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2013/843-2014/1467
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim (asıl dava) ve tespit davası (birleştirilen dava) sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi "ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR
Asıl dava, tapu kaydında düzeltim, birleştirilen dava ise kayıt malikinin davacıların mirasbırakanı olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları İbrahim "ın kayden paydaş olduğu 37078 ada 2 sayılı parselin tapu kaydında soyadının “...” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek nüfus kayıtlarına uygun şekilde “...” olarak düzeltilmesini istemişler, bozma sonrası birleştirilen dava ile de aynı taşınmazda “Yusuf ve Ceylan"dan olma Yozgat Sorgun nüfusuna kayıtlı 19/04/1937 doğumlu İbrahim ” kaydının “Yusuf ve Leyla"dan olma Yozgat 05/12/1925 doğumlu İbrahim ” olarak düzeltilmesini istemişlerse de 11/09/2014 havale tarihli dilekçelerinde kayıt maliki İbrahim "nun davacıların mirasbırakanı “Yusuf ve Leyla"dan olma 05/12/1925 doğumlu İbrahim ” olduğunun tespitini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava hakkında verilen karar Dairece, “... davacı, 37078 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında murisi ve babası olan İbrahim"in ""..."" şeklindeki kimlik bilgilerinin ""..."" olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın satışına esas teşkil eden 08.01.1968 tarihli satış senedi incelendiğinde taşınmazı satın alan kişi ile davacının murisinin kimlik bilgilerinin benzerlik göstermediği, tapu kaydının oluşumuna esas 8.1.1968 tarihli satış senedindeki kayıt maliki bilgilerinin anne adı, doğum tarihi ve nüfusa kayıtlı yer bilgilerinin farklı olduğu gibi soyadının da farklı olduğu, toplanan diğer delillerin de davacının iddiasını ispata elverişli olmadığı, bu haliyle tapu kayıt malikinin davacının murisi olmadığı anlaşılmaktadır ..... davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ...kabul kararı verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kesin olarak bozulmuş, mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında asıl davanın yanında bozma sonrası birleştirilen davanın da ispatlandığı gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde ifade edildiği üzere “…Mahkeme, temyiz edenden 434"ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
Öte yandan; bir davanın taraflarının o dava yönünden, Mahkemece hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan direnme ya da uyma kararının bulunması, zorunludur.
Somut olayda; mahkemece, taraflara bozma ilamı ve bozma sonrası duruşma günü tebliğ edilmiş, bozma ilamına karşı tarafların beyanları alınmış; ne var ki, usulüne uygun olarak uyma yada direnme yönünde hüküm kurulmamıştır. Yerel Mahkemenin, bozmadan sonra usulüne uygun olarak kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan direnme ya da uyma kararı vermesi zorunludur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun Tarih 24.12.2008, Esas No: 2008/2-750 Karar No: 2008/763 ; Tarih 16.07.2008 Esas No: 2008/8-492 Karar No: 2008/505).
Öte yandan asıl dava bakımından bozmaya uyulması ya da direnme kararı verilmesi birleştirilen dosya bakımından da önem ve etki arz edeceğinden öncelikle bozmaya uyulması ya da direnme kararı verilmesi ve sonucuna göre her iki dava hakkında karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; öncelikle bozma kararına uyulup uyulmaması takdir edilerek, direnme yada uyma yönünde açıkça bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.