17. Hukuk Dairesi 2015/12270 E. , 2018/6217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı şirkete ... poliçesi ile sigortalı davacıların desteği babası ...’nin sevk ve idaresindeki aracın arızalanması nedeni ile trafiğe kapalı alana park edip arızasını gidermeye çalıştığı esnada geri geri hareket eden aracın altında kalarak vefat ettiğini, davacıların babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek 1.000,00 TL miktarlı belirsiz alacak davası açmış, 06.11.2014 tarihli dilekçesiyle işbu belirsiz alacak davasında talep ettikleri maddi tazminat miktarını 48.577,19 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davacıların desteğinin müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu sürücüsü olduğundan bu nedenle tazminata hak kazanamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı ... dışındaki davacılarının davasını reddine, davacı ... için açılan tazminat davasının kabulü ile 48.577,19 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 29.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenlerin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53/3. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Davacı ..., desteğin oğludur. Mahkemenin hükme esas aldığı raporda, diğer davacı çocukların desteklikten çıkmış olmaları nedeniyle tazminat talepleri reddedilmiş davacı çocuk Mehmet ...’a destek tazminatı alacağı dönem için %40, desteğe %60 pay ayıracağı kabulü ile hesaplama yapıldığı görülmektedir. Dairemiz"in yerleşik uygulamaları gereğince, boşanmış ve 1 çocuklu olarak vefat eden desteğin pay esasına göre, 2 payı kendisine ayıracağı, 1 payı çocuğuna ayıracağı kabulü ile hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu durumda davacı çocuk ...’un destek payı %33’e tekabül etmektedir. Ancak davalı yan temyiz dilekçesinde anılan davacıya ayrılması gereken pay oranın %35 olması gerektiği beyanı davalıyı bağlayacağından davacı çocuk ...’un destek tazminatı alacağı dönem için %35 pay oranı ile hesaplama yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan rapor hatalı olduğundan, eksik inceleme ile karar verildiği açıktır.
Bu durumda mahkemece; Dairemiz"in yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle, davacı ...’un talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.