10. Ceza Dairesi 2017/1057 E. , 2017/5152 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 25/04/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2017 tarihli ve 2016/535 esas, 2017/18 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11/05/2017 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 25/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurulması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği, erteleme kararının şüphelinin savunmasında bildirdiği adrese tebliğ edildiği,
2- Şüphelinin, denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce yapılan ilk tebligata uyarak müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, ancak daha sonra yükümlüklerine aykırı davranması üzerine yine yazılı olarak uyarıldığı, yapılan bu uyarıya rağmen de yeniden yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davası açıldığı,
3- Mahkemece iddianame kabul edilerek yargılamaya başlandığı ancak yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2017 tarihli ve 2016/535 esas, 2017/18 sayılı kararı ile "Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce yapılan tek bir uyarıya uymamanın ısrar olarak değerlendirilemeyeceği" gerekçesiyle, “kamu davasının durmasına” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2017 kararıyla, sanığa 10/06/2015 tarihinde yapılan tebligattan sonra ikinci bir tebligatın yapılmadığı ve sanığın ısrar etme kastı ile hareket etmediğinden bahisle davanın durmasına dair karar verilmiş ise de, şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen bila tarihli ve 2014/136023 soruşturma, 2014/800 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için şüphelinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun iki haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği,
Somut olayda, 11/11/2014 tarihi itibari ile hükümlü hakkında rehberlik ve iyileştirme programı hazırlanarak infazına başlanıldığı, hükümlünün 11/05/2015 tarihindeki grup çalışması ve vaka sorumlusu görüşmesine katılmayarak denetim planına uymadığından bahisle 25/05/2015 tarihinde uyarılmasına rağmen hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 08/06/2015 tarihindeki grup çalışması ve vaka sorumlusu görüşmesine de katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilerek, İstanbul Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2017 tarihli ve 2016/535 esas, 2017/18 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı tebligat yapıldığı, şüphelinin de bu ilk tebligata uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği,
Bu şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, ... kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak 11/11/2014 tarihinde imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda müracaat etmesi gereken tarihlerin kendisine bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen şüphelinin 11/05/2015 tarihindeki grup çalışması ve vaka sorumlusu görüşmesine gelmeyerek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarıldığı, buna ilişkin davetnamenin 25/05/2015 tarihinde şüphelinin bizzat kendisine denetimli serbestlik müdürlüğünde elden tebliğ edildiği, (daha sonra ayrıca posta yolu ile de 10/06/2015 tarihinde adresinde tebliğ edildiği), bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan bu uyarıya rağmen şüphelinin bir sonraki grup çalışması ve vaka sorumlusu görüşmesine gelmemek suretiyle denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, “kamu davasının durmasına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; İstanbul Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2017 tarihli ve 2016/535 esas, 2017/18 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.