3. Hukuk Dairesi 2014/1703 E. , 2014/9129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GEBZE 1. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2013
NUMARASI : 2011/553-2013/231
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde; mobil internet erişimi için modem cihazı satın aldığını, kendisine aylık 29,00 TL fatura ödeyeceğinin söylendiğini, buna rağmen ilk iki ay 39,00 TL bedelli fatura gönderildiğini, bu fatura bedellerini davalıya ödediğini, daha sonraki ay 4.726,80 TL bedelli fatura gönderildiğini, faturaya itiraz ettiğini, itirazının davalı tarafça reddedildiğini belirterek; 4.726,80 TL bedelli faturadan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirketin GSM abonesi olduğunu, kullanmakta olduğu hatta 3 ay süreli 4 GB"lik internet erişim hizmeti tanımlaması yapıldığını, davacının taahhüt kapsamı içinde kalmak şartıyla internet paketini kullanmış olması halinde ödeyeceği bedelin 29,00 TL olacağını, davacının fatura döneminde yurtdışı GPRS hizmeti kullandığını, taahhüt sözleşmesinde yurtdışı kullanımların standart roaming tarifesine göre ücretlendirildiğinin yazılı olduğunu, davacı abonenin dava konusu fatura bedelinden borçlu bulunduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişisi raporunda, davalının aydınlatıcı bilgiyi tüketiciye sunmadığından davacının dava konusu faturaya itiraz etmekte haklı olduğu ifade edilmiş, mahkemece; "yurt dışı kullanımda roaming tarifesinin geçerli olacağı" yönündeki içerik genel işlem koşulu olarak nitelendirilerek bu hususun taraflarca ayrıca müzakere edilmediği ve öğrenilmesi için davacıya imkan sağlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş, 27.06.2011 tarihli fatura bedelinden, yurt içi hizmete ilişkin belirlenen 29,00 TL düşürülmek suretiyle davacının 4.651,28 TL"den dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen "3 Ay Kontratlı Faturalı Vodem Kampanya Taahhütnamesi" başlıklı sözleşmede, yurt dışı kullanımlarda standart roaming tarifesinin geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Temyize konu uyuşmazlık; modemin yurt dışı kullanımı sırasında aylık faturalandırmanın nasıl yapılacağı hususunda abonenin yeterince aydınlatıp aydınlatmadığı ve yeterli aydınlatma yapılmadığının kabulü halinde, abonenin fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulur (HMK m. 266). Başka bir deyişle, bilirkişinin, görüşüne başvurulan konuda özel ve teknik bilgiye sahip uzman bir kişi olması gerekir.
Somut olayda, bilirkişi olarak seçilen avukatın, uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip uzman bir kişi olmaması nedeniyle bu bilirkişiden alınan rapora dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan; taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki "yurt dışı kullanımlarda standart roaming tarifesinin geçerli olacağı" hususundaki hükmün genel işlem koşulu ya da haksız şart olarak kabulü olanaklı değildir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesinde, satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart olduğu ve taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartların tüketici için bağlayıcı olmadığı belirtilmiştir.
Davaya konu sözleşmede yurt dışı kullanımlarda standart roaming tarifesinin geçerli olduğu hükme bağlanmıştır. Taraflar açısından sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi esas olup, bu düzenlemenin genel işlem koşulu ya da haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne olanak yoktur.
Hal böyle olunca; taraflar arasındaki sözleşme bir bütün olarak değerledirildiğinde, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olacak nitelikte bir koşul içermediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.