3. Hukuk Dairesi 2014/1292 E. , 2014/9132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; adi yazılı şekilde düzenlenmiş 10.05.2003 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince müvekkilinin davalı tarafa 95.000 USD ödediğini ancak davalıların taşınmazın tapu devrini gerçekleştirmediklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak suretiyle; 18.000 USD"nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle; cezai şart olarak belirlenen 2.000 USD"nin ise dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle; 80.000 USD"nin sözleşme tarihinden; cezai şart olan kararlaştırılan 95.000 USD"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı taraf; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 80.000,00 USD alacağın 18.000,00 USD "nın dava tarihi olan 18.03.2011 tarihinden, 62.000,00 USD"nın ıslah tarihi olan 10.10.2012 tarihinden itibaren devlet bankalarınca yabancı paraya uygulanan mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili Petra Blaser vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... Blaser vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince ödenen satış parasının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satıcıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu"nun 99/3. maddesinde; ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
HGK"nın 2012/12-1072 E.-2013/496 K.sayılı ilamında; "Alacaklının, Borçlar Kanunu"nun 83 ve TTK"nın 623.maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir" denilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; alacaklının dava dilekçesinde, alacağını yabancı para olarak gösterdiği ve yabancı para alacağının faiziyle birlikte tahsilini istediği, bu haliyle fiili ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilkeler göz ardı edilerek dava konusu alacağın, devlet bankalarınca yabancı paraya uygulanan mevduat faiziyle ile birlikte tahsili şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1.fıkrasının hükümden tamamen çıkartılarak yerine; "Davanın kısmen kabulüne, 80.000,00 USD alacağın 18.000,00 USD"sinin fiili ödeme tarihindeki T.C.Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının dava tarihi olan 18.03.2011 tarihinden, 62.000,00 USD"sinin yine fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının ıslah tarihi olan 10.10.2012 tarihinden itibaren devlet bankalarınca Amerikan Doları ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresi eklenmek suretiyle düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6.557,75 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.