10. Ceza Dairesi 2017/955 E. , 2017/5171 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 21/04/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, esasın kapatılmasına ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının devamına dair Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/12/2016 tarihli ve 2016/398 esas, 2016/858 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/05/2017 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 25/04/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurulması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği, erteleme kararının şüphelinin savunmasında bildirdiği adrese tebliğ edildiği,
2- Şüphelinin, denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce yapılan ilk tebligata uyarak müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, ancak daha sonra yükümlüklerine aykırı davranması üzerine yine yazılı olarak uyarıldığı, yapılan bu uyarıya rağmen de yeniden yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davası açıldığı,
3- Mahkemece iddianame kabul edilerek yargılamaya başlandığı ancak yapılan yargılama sonucunda Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/12/2016 tarihli ve 2016/398 esas, 2016/858 sayılı kararı ile "sanığın soruşturma aşamasındaki savunma adresine herhangi bir davetiye yapılmadığı" gerekçesiyle, ısrar şartı gerçekleşmediğinden bahisle “dosyanın esasının kapatılmasına ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının devamına” karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesinde "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki hükme nazaran, Mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/12/2016 tarihli ve 2016/398 esas, 2016/858 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik ile birlikte tedavi tedbirine hükmedilen şüpheliye denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı tebligat yapıldığı, uyarılı çağrı yazısının şüphelinin savunmasında bildirdiği adrese tebliğ edilmesi üzerine bu ilk tebligata uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği,
Bu şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, ... kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak 16/06/2015 tarihinde imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda müracaat etmesi gereken tarihlerin kendisine bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen şüphelinin 07/10/2015 tarihindeki vaka sorumlusu görüşmesine gelmeyerek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarıldığı, buna ilişkin davetnamenin 02/11/2015 tarihinde şüphelinin bizzat kendisine denetimli serbestlik müdürlüğünde elden tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan bu uyarıya rağmen şüphelinin 26/04/2016 tarihli seminere gelmemek suretiyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirdi.
Bununla birlikte, mahkemece "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediğinin kabul edilmesi durumunda da CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına aykırı olan "sanığın soruşturma aşamasındaki savunma adresine herhangi bir davetiye yapılmadığı" şeklindeki gerekçe ile CMK’nın 223. maddesinde hüküm türleri arasında sayılmayan “kamu davasının esasının kapatılmasına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi sonuç itibariyle anlatılan nedenler ve değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/12/2016 tarihli ve 2016/398 esas, 2016/858 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.