3. Hukuk Dairesi 2014/1902 E. , 2014/9164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DERİNKUYU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2012/63-2013/150
Taraflar arasında görülen muarazanın men"i talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı şirketin 8202911 numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, müvekkilinin bu abonelikten dolayı davalı şirkete borcunun bulunmadığını, davalı şirketin bu aboneliğin önceki sahibi S.. Ç.. "ın şirketlerine olan elektrik borçları nedeniyle müvekkilinin elektriğini kestiklerini, abone sahibinin borçlarından müvekkilin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bu sebeple ürünlerini sulayamadığını önceki abone sahibinin borçlarından dolayı müvekkilin elektriğinin kesildiğini, müvekkilin mağdur olmaması için elektriğin açılması için dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek, davalı şirketin sataşmasının önlenerek müvekkilin tarımsal sulama aboneliğindeki elektriğin açılmasını, elektriğin açılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu 8202911 aboneliğin davacı adına kayıtlı olduğunu, bu süreç içinde söz konusu aboneliğe ilişkin herhangi bir devir sözleşmesinin olmadığını, aboneliğe ilişkin 23/09/2011 ve 04/11/2011 tarihli kaçak elektrik tüketimi faturalarının ödenmediğini, ödenmeyen borçlardan dolayı müvekkil kurum tarafından söz konusu aboneliğin elektriğinin kesildiğini, davacının aboneliğe ilişkin tüm borçlardan sorumlu olacağını, davacı tarafın davaya konu aboneliğe ilişkin elektrik borçlarından dolayı sorumlu olmadığı yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, abonelik sözleşmesi feshedilmedikçe kaçak kullanım sebebiyle oluşan elektrik bedelinden fiili kullanıcıyla birlikte abonenin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, fiili kullanıcının kaçak elektrik kullanımından dolayı, abonenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olaya gelince; dosya kapsamından taraflar arasında 29/08/2006 tarihli ve 8202911 nolu tarımsal sulama elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığı; bu tarihten itibaren aboneliğin davacı üzerinde devam ettiği ve herhangibir devir işleminin yapılmadığı; davacı ile dava dışı S.. Ç.. arasında 01.04.2011 tarihli protokolün imzalanmış olduğu bu protokolde dava konusu aboneliğin olduğu taşınmazın bir sezonluk ekilmek üzere kiraya verildiği ve elektrikten kaynaklanan borcun da bu kişi tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığı; davacı tarafından söz konusu aboneliğe ilişkin 23/09/2011 ve 04/11/2011 tarihli kaçak elektrik faturalarının olduğu bu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine elektriğinin kesildiği oysa bu kaçak kullanımdan dolayı adına düzenlenmiş bir tahakkukun olmadığını bu tahakkukun S.. Ç.. adına düzenlendiği ve kendisinin bilgilendirilmediğini belirterek, muarazanın giderilmesi ve elektriğin açılması talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinden; elektiğin kesilmesinin dayanağı olan kaçak tutanağının dosya içerisinde olmadığı, aynı aboneliğe ilişkin cari hesap borç dökümünde "davacı adına muhtelif borçların göründüğü aynı çizelgede S.. Ç.. adına da 24.907,40 ve 5.071,70 TL"lik borçların göründüğü; yine davalı (alacaklı) tarafından Derinkuyu İcra Müdürlüğünde borçlu (davacı) aleyhine toplam 5.087,85 TL alacak için 24/09/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya (davacı) tebliğ edilmesi üzerine davacı tarafından 6.359,00 TL"nin 24/06/2013 tarihinde Av. M.. O.. adına yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Kaçak elektrik kullanımında genel kaide; kaçak elektiriği fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmakta ancak bu sorumluluk davacı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, kaçak elektrik tutanağı ilgili davalı kurumdan temin edilerek, davacının iddiası da dikkate alınarak, kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği yer ile davacı aboneliğin olduğu yerin aynı tarımsal sulama yeri olup olmadığı duraksamasız saptanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir.
Mahkemece kaçak elektrik tutanağı getirtilmeden, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.