20. Hukuk Dairesi 2015/3485 E. , 2016/1917 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ... vekilleri ile dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., 29/01/2001 havale tarihli dilekçesi ile ... köyünde sınırlarını bildirdiği iki parça tarlaya 30 yılın üzerinde zilyet olduğu iddiasıyla kendi adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Dava sırasında yörede yapılan kadastro sırasında, dava konusu taşınmazların 205 ada 8 parsel 812,03 m2 yüzölçümlü ve arsa niteliği ile ve 191 ada 30 parsel 3071,87 m2 yüzölçümlü tarla vasfıyla davalı olarak tespiti üzerine asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmiştir.
Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 191 ada 30 parsel sayılı taşınmaza açılan davanın kabulüne, kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 205 ada 8 parsel sayılı taşınmaza açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, taşınmazın köy tüzel kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından çelişkili bilirkişi raporları ile karar verildiği gerekçesi ile temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/10/2013 tarih ve .../3636 - ... sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazlara komşu ve yakın komşu 191 ada 29 ve 199 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar, tapu kayıtlarına dayalı olarak kaydedildiği halde, tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren varsa haritaları ile 205 ada 5, 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtları ilk tesisinden itibaren krokileri ile birlikte getirilerek keşifte uygulanmamış, 04/05/2001 tarihinde yapılan keşif sonrasında alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın 25-30 yıldır kullanılan tarım arazisi olduğunu, orman bilirkişi heyeti ise orman sayılan yerlerden olduğunu, 07/11/2012 tarihinde yapılan keşif sonrasında alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazlardan 205 ada 8 sayılı taşınmazın 10-15 yıldır tarımsal faaliyette kullanıldığını, orman mühendisi orman sınırları dışında kaldığını bildirmiş, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz." denilmiştir.
Mahkece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu; 191 ada 30 nolu parsele açılan davanın kabulüne, dava konusu parselin davacı ... ... adına tarım arazisi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, 205 ada 8 nolu parsele açılan davanın reddine, dava konusu parselin ... adına tarım arazisi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... ... vekilleri ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 06/01/1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp davalı parseller yönünden 11/09/2009 ve 12/10/2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların kesinleşen tahdidin dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 191 ada 30 parsel sayılı taşınmazda adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek, 205 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise boş durumundan hiç kimse tarafından kullanılmadığı anlaşıldığına göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... ve ... Belediyesine ayrı ayrı yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 17 /02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.