20. Hukuk Dairesi 2015/3841 E. , 2016/1939 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 375 ada 1 parsel sayılı 4177,02 m² yüzölçümlü taşınmaz, taş ev ve tarla vasfıyla ... ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... ..., taşınmazın 64 m2"lik kısmının kendi zilyedliğinde olduğu iddiasıyla bu kısmın kendi adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen dosya davacısı ... ise, 11.08.2006 tarihinde açtığı dava ile dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığından bahisle dava konusu taşınmazın ... adına tesbit ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) harfi ile gösterilen 137,79 m2 bölümünün ... ... ve ... ... adlarına, (B) harfi ile gösterilen 487,50 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 238,19 m2 bölümlerinin ... adına, (D) harfi ile gösterilen 3313,54 m2 bölümünün tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/04/2010 gün ve .../... E. - ... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Çekişmeli taşınmazın sınırında orman bulunduğu ve ... tarafından da taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddia edildiği halde, mahkemece yapılan keşifte yalnızca ziraat uzmanı dinlenilmiş, orman araştırması yapılmaksızın, (B) ve (C) harfli bölümlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle ... adına; kalan kısımlarda 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinin şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle (A) harfli bölümünün ortak kullanıcıları olan davacı ve davalı adına; (D) harfli bölümünün ise, tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiştir. Ancak; taşınmazın paftası incelendiğinde batı yönde Kirazdağ Devlet Ormanı olarak isimlendirilen geniş orman parselinin bulunduğu görülmektedir. Bu durumda; orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, buna göre çekişmeli taşınmazın ormanla ilişkisinin belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve araştırma ile oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davacı ... ... mirasçılarının ve Hazinenin davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; ... köyü 375 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile; fen bilirkişi ... ..."in 02/11/2012 havale tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 487,50 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 3313,54 m2"lik kısımların ve fen bilirkişi ... ..."in 06/03/2013 havale tarihli raporuna ekli krokide (A2) ile gösterilen 68,90 m2"lik kısmın davalı ... oğlu ... ... adına tapuya tesciline, (A1) ile gösterilen 68,89 m2"lik kısmın 5 pay olarak kabul edilerek muris ... ... mirasçıları adına tapuya tesciline, (C) harfi ile gösterilen 238,19 m2"lik kısmın tarla vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından kişiler adına tesciline karar verilen (B), (D), (A1) ve (A2) kısımlar yönünden temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/01/2014 gün ve .../...-.../... sayılı kararı ile (B) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden hüküm onanmış, (A1) ve (A2) ile gösterilen bölümler yönünden ise bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece, 06/03/2013 havale tarihli bilirkişi raporundaki krokide (A2) ile gösterilen 68,90 m2"lik kısmın davalı ... oğlu ... ... adına tapuya tesciline, (A1) ile gösterilen 68,89 m2"lik kısmın 5 pay olarak kabul edilerek muris ... ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, bilirkişi raporundaki krokide (A1-A2) ile gösterilen kısımlar için Yargıtay bozma kararı öncesi Ümit Süleyman Aslan tarafından düzenlenen 11.11.2008 tarihli ziraat bilirkişi raporu ile ve Yargıtay bozma kararı sonrası ... ... tarafından düzenlenen 27.12.2012 tarihli ziraat bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, 11.11.2008 tarihli raporda (A(A1+A2) ile gösterilen kısmın diğer parsellere giden yolların kesiştiği noktada bulunup ekili dikili olmadığı, ancak, özel mülkiyete konu olabilecek ev önü bahçesi olduğu belirtilmiş olmasına karşın, 27.12.2012 tarihli raporda aynı kısmın tarımsal amaçlı kullanılmayan araç parkı vb. amaçlarla kullanılan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilmiş olup, hüküm kurulurken bu çelişkinin giderilmediği, mahkemece dava konusu taşınmazın A(A1+A2) ile gösterilen kısım için daha önce keşfe katılmamış fen ve ziraat bilirkişileri eşliğinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılması mümkün yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, tanıklardan taşınmazın davacı, davalı ve müşterekleri yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyedliğin tesbiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyedliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, tanıkların imar ve ihya ile zilyedlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıklarının saptanması; davacı ve davalı kişilerin belgesiz zilyedlik yoluyla kazandıkları toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyedlik nedenine dayalı olarak açtıkları bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığının mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tesbit edilmesi; tüm kanıtların toplanıp birlikte değerlendirilmesi; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 375 ada 1 parselde (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımlara ilişkin hüküm kesinleştiğinden bu taşınmaz bölümlerine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... ... (mirasçıları)"ın davasının kısmen kabulüne, birleştirilen dosya davacısı ... davasının reddine, dava konusu ... köyü 375 ada 1 sayılı parselde fen bilirkişisi ... ..."ün 20/10/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide (A1) ile gösterilen 68,89 m2"lik bölümün 5 pay kabul edilerek,
1 payının ... oğlu ... ...
1 payının ... Kızı ... ... (...)
1 payının ... oğlu ... ...
1 payının ... oğlu ... ...
1 payının ... oğlu ... ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
(A2) ile gösterilen 68,90 m2"lik bölümün ise ... oğlu ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş; hüküm, birleştirilen dosya davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 16/09/1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın temyize konu (A1) ve (A2) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.