3. Hukuk Dairesi 2014/5741 E. , 2014/9338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KÜTAHYA AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2012/441-2013/1265
Taraflar arasında görülen kişisel eşya alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av. E.. S.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 2003 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içinde davalı tarafından satılan 7 adet 22 ayar 20 gram adana burgusu bilezik, 7 adet 20"şer gramlık 22 ayar bilezik, 1 adet 72 gram gerdanlık, künye ve yüzükten oluşan 22 ayar set, 2 adet 9 "ar gramlık 14 ayar yüzük, 1 adet 21 gram künye ve 40 adet küçük altından ibaret ziynetlerin dava tarihi itibari ile değerleri toplamı olan 37262-TL (ıslah ile 41 438,00 TL)"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; mahkememizin 2011/88 esasında boşanma davası olduğunu, davanın karşı tarafça temyiz edildiğini, açılan davayı kabul etmediklerini, ziynetleri müvekkilinin aldığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının hırsızlık olayının telafisi amaçlı komşusuna davacının hırsızladığı meblağı telafi amaçlı verildiğini, geri kalan ziynetlerin ise davacı evden ayrılmadan önce kendisi yanında götürdüğünü, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ve davalı tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilemediği, ancak davacı tanığı beyanının da ispata yeterli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanunu 226/1 maddesi gereğince davacı eşin davalıda kalan kişisel eşyalarının iadesi isteminden ibarettir.
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise bir kısım altın ile davacının borcunun ödendiğini ve kalanın da yine davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür(M.K.6).Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Ancak, dinlenen davacı tanığı beyanına göre dava konusu altınların davalı tarafından araç satın almak amacıyla alındığı anlaşılmaktadır.
HUMK. 254. maddesine göre, aksine inandırıcı delil ve olaylar mevcut olmadıkça asıl olan tanık beyanlarının doğru kabul edilmesidir.
Somut olayda, davacının evlenirken yedinde bulunan ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde satılarak davalı tarafından araba alındığı, tekrar verilmediği toplanan deliller ve tanık anlatımlarından anlaşılmaktadır. Yine, davalı bir kısım altınlar ile (isnat edilen eylemi karşılığı) davacının borcunun ödendiğini bildirmektedir. Bu husus dahi ispat edilmiş değildir.
O halde mahkemece, dava konusu edilen ziynetlerle ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve aksi düşüncelerle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.