1. Hukuk Dairesi 2014/3755 E. , 2015/7738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2013/34-2013/668
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, okuma-yazma bilmeyen, yaşlı bir insan olduğunu, 185 ada 1 parsel sayılı taşınmazını oğulları Ökkaş ve Asef"e bağışlamak istediği halde davalı oğlu Ökkaş"ın taşınmazı kendisine devretmesini, kendisinin de kardeşi Asef"e yarı payını devredeceğinden bahisle yanılgıya düşürdüğünü, davalıya mal satmak gibi bir iradesi bulunmadığını, satış işlemi nedeniyle bedel almadığını, satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, 31.1.2013 havale tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın iki parselden oluştuğunu, diğer parsel numarasının ise 128 ada 47 parsel olduğunu bildirmiştir.
Davalı, tüm işlemlerin yetkili makamlar önünde ve usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının yaptığı işlemin mahiyetini bilebilecek durumda olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nın 33. (1086 sayılı HUMK"nın 76.maddesi) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının inançlı işlem hukuksal nedenine değil hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 36/1. maddesinde (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun (B.K. 28/l. maddesinde) açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, aldatmanın (hilenin) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Türk Borçlar Kanunu"nun 39. (Borçlar Kanunu"nun 31.) maddesine göre, aldatma (hile) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; hile hukuksal nedeni yönünden mahkemece, yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, uyuşmazlık inançlı işlem olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, anılan sürede açılmış ise yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde hile bakımından araştırma ve incileme yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin eksiksiz toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.