Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2593
Karar No: 2015/17311
Karar Tarihi: 21.12.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/2593 Esas 2015/17311 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir menfi tespit davasında, davacı vekili müvekkilinin icra takibine girdiğini ve bakiye borcu olmadığını belirterek icra takibinin haksız olduğunu iddia etmiştir. Ancak mahkeme, satış sözleşmesindeki açıklama kısmında “hesap kapatılmadan araç teslimi yapılmayacaktır” ifadesi yer almasına ve araçların davacı tarafından satın alındığının tescil edilmiş olmasına rağmen, bakiye borcunun ödenmediği savunulmuştur. Bunun üzerine mahkeme, davacının iddiasını ispatlayamaması gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, satıcı tarafından iddia edilen bakiye borcunun delillerle kanıtlanamaması nedeniyle mahkemenin yanıldığına karar vermiştir. Kararda, Borçlar Kanunu'nun 182/2. maddesi (TBK m. 207) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 290. maddesi (HMK m. 201) ele alınmıştır.
19. Hukuk Dairesi         2015/2593 E.  ,  2015/17311 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2012/502-2014/2489

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca “26.09.2012 ve 27.12.2011 tarihli araç satışından doğan bakiye alacak” sebebine dayalı olarak icra takibine girişildiğini, aksi yazılı bir şekilde kararlaştırılmadığı müddetçe satım sözleşmelerinde tarafların borçlarını aynı andan ifa etmekle yükümlü olduğunu, bu bağlamda müvekkili tarafından davalı şirkete araç satımı ile ilgili olarak satış bedelinin tamamının ödendiğini, akabinde araçların resmi devrinin gerçekleştiğini, müvekkilinin bakiye borcunun bulunmadığını, ispat yükünün davalıda olduğunu ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketten 03.04.2011 ve 04.11.2011 tarihlerinde olmak üzere 2 adet araç satın aldığını, buna ilişkin olarak satış sözleşmesinin imzalandığını, satıma dayalı olarak düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye borcun ödenmediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda; davacı yanca akdi ilişkinin kabul edilip, borcun araç teslimi esnasında ödendiği iddia edildiğinden ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, bakiye borcun ödendiğinin yazılı delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, araç satımından kaynaklı bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibinden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı satıcı tarafından davacıya dava konusu satıma konu araçların satışının yapılarak trafikte davacı adına tescilinin yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık satımdan kaynaklı bakiye alacağın olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı satım semeninin tamamen ödendiğini iddia etmiş, davalı ise bakiye borcun ödenmediğini savunmuştur. Kural olarak, aslolan peşin satış olup, BK. 182/2. (6098 sayılı TBK. m. 207) maddesi uyarınca aksine adet ya da sözleşme mevcut değil ise satıcı ve alıcı borçları aynı zamanda ifa etmekle mükelleftirler. Somut olayda, satış sözleşmesi başlıklı belgenin açıklama kısmında “..hesap kapatılmadan araç teslimi yapılmayacaktır.” şeklinde ifadenin mevcut olmasına ve satıma konu araçların davacı alıcı adına tescilinin yapılmış olmasına göre satım bedelinin ödendiğini kabulü gerekir. Bu karinenin aksinin savunan davalı satıcının bu iddiasını HUMK"nun 290. (6100 sayılı HMK. m. 201) maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlamakla yükümlüdür. O halde mahkemece davada ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmüş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi