1. Ceza Dairesi 2013/6179 E. , 2014/476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama, iştirak halinde kasten yaralama, kasten yaralamaya teşebbüs, iştirak halinde mala zarar verme, tehdit.
HÜKÜM : 1) Sanık ..."nun, 5237 sayılı TCK"nun 106/2-a, 62/1 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2) Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nun 5237 sayılı TCK"nun 86/2, 86/3-e, 62/1, 52/1-2. maddeleri gereğince (6 kez) 4.500."er TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına.
3) Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nun, 5237 sayılı TCK"nun 86/2, 86/3-e, 35, 62/1, 52/1-2. maddeleri gereğince 2.240."ar TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına.
4) Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nun, 5237 sayılı TCK"nun 37 madde delaleti ile 86/1, 86/3-e, 62/1. maddeleri gereğince (4 kez) 1"er yıl 10"ar ay 15"er gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına
5) Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nun 5237 sayılı TCK"nun 37 madde delaleti ile 86/1,
86/3-e, 87/1-d-son, 62/1. maddeleri gereğince (2 kez) 4"er yıl 2"şer ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına,
6) Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nun 5237 sayılı TCK"nun 37 madde delaleti ile 151/1, 62/1, 52/1-2. maddeleri gereğince 4.400"er TL adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına,
7) Sanık ..."ın, 5237 sayılı TCK"nun 86/1, 86/3-e, 87/2-b-son, 62/1. maddeleri gereğince 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın “mağdur ... oğlu ...’yi yaralamaya teşebbüs” suçundan verilen adli para cezası, miktarı itibariyle 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. maddesine göre kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, sanık müdafiinin bu suça yönelik temyiz isteminin CMUK’nun 317.maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, temyiz edenlerin sıfatları ve dilekçelerinin içeriklerine göre temyiz incelemesi, sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın ... oğlu ..., ..., ... oğlu ..., ..., İsmail, ... oğlu ..., ... oğlu ..., ..., ..., ..., ..., ..."u kasten yaralama”; “... oğlu ..."yi yaralamaya teşebbüs”; “... oğlu ...’in otomobiline zarar verme”; sanık ...’ün “mağdur ...’ı tehdit” ve sanık ...’ın “mağdur ...’yı kasten yaralama” suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılmıştır.
2- Gerekçeli karar başlığında mağdur ... oğlu ...’ın isminin ... oğlu ... olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
3- Sanıklar ... ve ...’ın adli sicil kaydındaki sabıkalarının tekerrüre esas olup olmadıklarının karar yerinde tartışmasız bırakılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın; ... oğlu ..., ..., ... oğlu ..., ..., İsmail, ... oğlu ..., ... oğlu ..., ..., ..., ..., ... ve ..."a karşı; sanık ...’ın ise mağdur ...’ya karşı eylemleri ile “... oğlu ...’in otomobiline zarar verme”; sanık ...’ün “mağdur ...’ı tehdit” suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın “... oğlu ...’in otomobiline zarar verme” ve sanık ...’ün “mağdur ...’ı tehdit” suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim nedenlerinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin hükmün usul ve Kanuna aykırı olduğuna; sanık ... ve sanık ... müdafiilerinin sübuta; sanık ... müdafiinin eksik soruşturmaya, sübuta; sanık ... müdafiinin haksız tahrikin varlığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
A) Sanıklar ..., ..., ... ve ...’m “... oğlu ..."in otomobiline zarar verme” ve sanık ...’ün “mağdur ..."ı tehdit” suçlarından kurulan hükümlerin tebliğnamedeki gibi ONANMASINA,
B) Sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın ... oğlu ..., ..., ... oğlu ..., ..., İsmail, ... oğlu ..., ... oğlu ..., ..., ..., ..., ... ve ..."a ...’ye karşı; sanık ...’ın ise mağdur ...’ya karşı eylemlerinden kurulan hükümler yönünden,
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında arazi paylaşımı ve su kullanımı yüzünden hukuki nitelikte çekişmeler yaşandığı, bu çekişmelerin etkisiyle olaydan bir hafta kadar önce her iki grup arasında bir kavga olayının meydana geldiği, bu kavganın çevredekilerin müdahalesi ile yatıştırıldığı, olay günü sanıkların hep birlikte av tüfekleri ile adli raporlar ve olay yeri tutanaklarından da anlaşılacağı üzere, etkili mesafeden, o sırada dört adet araçla birlikte seyir halinde olan mağdurlara doğru yoğun bir şekilde ateş etmeye başladıkları, açılan ateş sonucu, ... oğlu ..."in göğüs bölgesine aldığı iki isabetle, göğüs içi kanama ve hayati tehlikeye, mağdur ... oğlu ..."in ise karın bölgesine aldığı bir adet isabetle mide delinmesine ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde; diğer mağdurların da muhtelif biçimde yaralandıkları, akabinde mağdurların grubunda yer alan sanık ...’ın, diğer sanıklarla birlikte hareket eden, ancak yargılama sırasında ölmesi nedeniyle hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilen İbrahim"in evine doğru koşarak elinde bulunan av tüfeği ile ateş ettiği, bu atış sonrasında da o sırada evin avlusunda bulunan İbrahim"in eşi mağdur ..."nın da sol yüz bölgesine aldığı bir adet saçma isabeti sonucu, gözün işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralandığı olayda,
a) Sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın ... oğlu ..., ..., ... oğlu ..., ..., İsmail, ... oğlu ..., ... oğlu ..., ..., ..., ..., ..., ..."a karşı eylemlerinden kurulan hükümler yönünden,
Sanıkların eylemlerine bağlı olarak ortaya çıkan kastlarının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, her bir sanık hakkında ayrı ayrı olmak üzere oniki kez "öldürmeye teşebbüs" suçundan hükümler kurulması yerine, fiillerin niteliklerinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde "kasten yaralama" suçundan hükümler kurulması,
b) Sanık ...’ın mağdur ...’ya karşı eyleminden kurulan hüküm yönünden,
Suçta kullanılan silahın niteliği de dikkate alınarak, atış mesafesinin ve sanığın ateş ettiği yerden mağduru görüp göremeyeceği hususlarının tespit edilmesi bakımından, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle olay gün ve saatine uyan gün ve saatte keşif yapılıp rapor alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun ve suçun niteliğinin tayin edilmesi yerine, eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 04/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.