
Esas No: 2015/8035
Karar No: 2016/2449
Karar Tarihi: 07.03.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8035 Esas 2016/2449 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLI)
TARİHİ : 25/03/2015
NUMARASI : 2015/4-2015/31
Taraflar arasında görülen davada ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/03/2015 tarih ve 2015/4-2015/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin üç ayrı sigorta poliçesine konu olan kayısı bahçelerini davalı kurum nezdindeki devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesi ile don ve dolu hasarlarına karşı sigorta ettirdiğini, söz konusu bahçedeki kayısı ağaçlarının 2011 yılının Mayıs ayında don yüzünden hasar gördüğünü, müvekkilinin zararının davalı tarafından karşılanmadığını ileri sürerek, 15.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirkete 11.05.2011 tarihinde yapılan don hasarı ihbarı neticesindeki ekspertiz incelemesinde sigortalı alanda riske bağlı bir hasar tespit edilmediğini, ürünler üzerinde don hasarına rastlanmadığını ve bu nedenle müvekkili şirketin tazminat sorumluluğunun doğmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; ispat yükü kendisinde olan davalı sigortacının dava konusu kayısı bahçesinde oluşan hasarın teminat dışı bir hal nedeniyle gerçekleştiğini ya da olayın ihbar edilen yer ve şekilde meydana gelmediğini ispatlayamadığı, sigortacılar tarafından tutulan ekspertiz raporlarının kendi içerisinde çelişkili olduğu, tespit dosyasındaki bilirkişi raporuna göre davaya konu kayısı ağaçlarının periyodik bakımlarının ve ilaçlamalarının zamanında yapıldığı, zeminin sürülü ve bakımlı olduğunun bildirildiği, bu durumda davacıya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğinden meydana gelen verim düşüklüğünün teminat dışı bir sebepten kaynaklanmadığına kanaat getirildiği, zeyilname gereği prim iadesi yapılmış ise bu iadenin zarardan tenzilinin gerektiği ancak prim iadesi yapıldığına dair dosyada bir belge bulunmadığından hesaplanan zarardan böyle bir tenzil yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 9.594,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 518,86 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.