3. Hukuk Dairesi 2014/1777 E. , 2014/9477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 19. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/217-2013/671
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 861510 sayılı tesisatın elektrik abonesi olduğunu, davalının talebi üzerine iş yerinde 01.01.2008 tarihinde sayaç değişikliğinin yapıldığını, ancak davalı tarafından gerekli düzeltme ve ayar yapılmadığından her ay fazla ödemede bulunulduğunu, bu durumun fark edilmesiyle fazla ödenen bedelin iadesi için 05.06.2009 tarihinde davalıya yazılı başvuru üzerine gerekli ayarların yapıldığını ancak fazla ödenen bedellerin iade edilmediğini öne sürerek, müvekkilinden fazla alınan 4.000,00 TL"nin işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile toplam talebini 5.440,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, 26558 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren EPMHY yapılan değişiklik ile 9 kW üzeri müşterilerin (mesken hariç) 01.01.2008 tarihine kadar ölçü sistemlerine aktif-indüktüf rekatif-kapasitif reaktif ölçü yapan sistemi kurmalarının ve abone şübesine müracaat etmelerinin gerektiğini, uymadıkları takdirde yönetmelik gereği o dönemde çektiği aktif tüketimin 0.9 katı kadar reaktif enerji bedeli tahakkuk edeceğinin 2007 yılı içinde sözleşme gücü 9 kW üzerinde olan tüm müşterilere tebliğ edildiğini, davacının 04.06.2009 tarihine kadar herhangi bir başvurusunun bulunmadığından yönetmelik hükümlerinden yararlanamadığını, 01.01.2008 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilen reaktif bedellerin iade edilemeyeceğini, davacının sorumluluğunu yasal süre içinde yerine getirmediğinden olaya kendi kusuruyla sebep verdiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın tüm ölçü sistemlerini zamanında değiştirdiği halde davalı tarafın davacıdan 5.440,50 TL fazla para tahsil ettiği gerkçesiyle davanın kabulüne, 5.440,50 TL alacağın yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda mahkemece bilgisine başvurulan ilk bilirkişi tarafından düzenlenen 12.04.2013 havale tarihli raporunda, 20.06.2007 tarihinde 26558 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren EPMHY"nin 16 maddesinde değişiklik yapan hüküm gereğince davacı tarafından 01.01.2008 tarihinde kapasitif reaktif enerjiyi kayıt altına alan sistem kurulmadığından 01.01.2008 - 10.07.2009 tarihleri arasında kapasitif reaktife ait davacı talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan 10.09.2013 havale tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise, davacı şirketin 20.06.2007 tarih 26558 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan ölçü sistemlerindeki sayaç değişikliğini 14.05.2007 tarihinde yapılmış olduğunu ve davacı tarafın 01.01.2008 tarihinden önce tüm ölçü sistemlerini zamanında değiştirdiği halde davalı tarafından 5.440,50 TL fazla para tahsil edildiği açıklanmış, bu rapor benimsenerek karar verilmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporların birbiri ile çeliştiği kuşkusuzdur. Ne var ki mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve davalı tarafın raporlara ilişkin itirazları karşılanmadan hüküm verilmiştir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile hüküm verilemez.
O halde, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden, ilk bilirkişi raporu ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.